Akıl, Bilim, Laiklik Demokrasi Ve Din

 

Sakın unutma. İşin özü kısaca şudur. 

Akıl, bilim, laiklik, demokrasi  dörtlüsünden hiç biri dine karşı değildir. Fakat kutsal din değerlerinin siyasi iktidarlar, bazı din baronları ( tarikat- cemaat liderleri ) ve dinden mevki, makam, rant ve çıkar sağlayan dilbazların, halkın cehaletinden ya da bilgi yetersizliğinden yararlanarak dinin ve dince kutsal sayılan değerler kümesinin kötüye kullanılmasına karşıdır. 

Laikliğin dinsizlik olduğu doğru değildir. Bilimsel olarak, din sosyolojisi açısından da laiklik dinsizlik değil; dini ve dinsel kutsalları, dini kötüye kullanan dinbazların elinden kurtarmaktır. Gerçek şudur. Baskıya, korkutmaya, zorlamaya, ikiyüzlülüğe dayanmayan samimi ve vicdani dindarlık ancak laik rejimlerde olasıdır. 

Eğer akılcı, bilimsel, laik ve özgürlükçü eğitim toplumun çoğunlu tarafından benimsenir ve içselleştirilirse din elden gitmez. Hatta daha saygın bir konuma yükselir. Fakat çıkarcı dinbazların sömürü alanları yok olur. 

Dinden iktidar, saltanat, çıkar, rant ve gelecek devşirmeye alışmış dinbazların, topumun dinsel cehaletinden yararlanarak, dine zarar vereceği savı ile, akılcı, bilimsel, özgülükçü, laik ve demokratik eğitim karşıtlığı ve hatta düşmanlığı bu yüzdendir. Dinden iktidar ve çıkar sağlama yollarının kapanmış olmasıdır. 

Hangi yol olursa olsun, akıl ve bilimle gidilmeyen yolun sonu uzun vadede her zaman ve her koşulda karanlıktır. Zaten aklı olmayanın dini de olmaz. 

Hiç unutulmasın ki, bilim, teknoloji, laiklik, demokrasi, din ve vicdan özgürlüğü ve evrensel insan hakları da zaten özgür aklın türevleri ve kazanımlarıdır.