AŞIK SEFİL SELİMİ İÇİN

Gerçek adı Ahmet Günbulut olan yakın yıllarda kaybettiğimiz felsefeci Şükrü Günbulut ile akrabalık bağı bulunan Aşık Sefil Selimi (1933-2003) ile 1990’lı yıllarda tanıştım.2003’te kaybettiğimiz Sefil Selimi’nin ölümünün üzerinden neredeyse 20 yıl geçmiş, Selimi Baba ile geçen bu 20-30 yıllıkdostluğumuzu ve usta-çırak ilişkimizi özetlemeye çalışalım.Büyük usta, 2003’te İrfan Okulu adlı bütün şiirlerinin Ahmet Özdemir ağabey tarafından yayımlanmasından kısa bir süre sonra Sivas’ta evinde vefat etmiştir. Aramızdan ayrıldığında 70 yaşındaydı. Sivas’ın Şarkışla ilçesinde ebedi istiratgahında yatmaktadır. Sivas’ın yetiştirdiği önemli bir değer olan Sefil Selimi’nin kültür ve edebiyatımıza katkısı nedir? Geleneğe ne ölçüde katkıda bulunmuştur? Bu yazımdabu tür konuları irdelemek isterim.

Sefil Selimi, 1990’lı yıllardan vefatına kadar birkaç kez Malatya’ya gelerek şeref misafirimiz olmuştur. Düzenlediğimiz etkinliklere gönüllü olarak katılmış ve kültürümüzü yaşatma konusunda önemli katkılarda bulunmuştur. Temmuz 1998 ziyaretinde arkadaşım gazeteci yazar Süleyman Özerol ile kıymetli aşıklarımız Cansever (Nevzat Topal), Mutsuz (Yılmaz Özer) ve Birfani(Metin Özer) de bize katılmıştı.
Özerol, bu ziyaretin izlenimlerini, merhum aşığın gezi sırasında söylediği doğaçlama şiirlerine de yer vererek anlatmıştı. Özerol, Aşık Sefil Selimi ile ilgili bu tür anı ve izlenimlerini Malatya’da çıkan Yorum gazetesini İnce Düşünceler sütununda, Gazete Metropol ve diğer sitelerde yayımlamıştır. Bu yazılarında Sefil Selimi’ye hitaben yazdığı 16 kıtalık “Dost” adlı şiirine de yer vermiştir. Özerol’un aşığın ölümünün beşinci yılında Aşık Sefil Selimi ile Malatya’da İki Gün başlıklı Folklor/Edebiyat’ta (Güz 2008,s.295-308) yayımladığı bir başka yazısı daha bulunmaktadır.Özerol’un bu gezi sırasında aldığı notlarda aşığın söylediklerinden bazı cümleler: ”Halk ozanı kendini aşan adamdır. Aşıkları iyi tanımak için onlarla birlikte olmalı.” (s. 307)
Ayhan Aydın, Cem Radyo’da 02.04.2002 tarihinde yayımlananaşıkla görüşmesinde aşığın söylediklerini,Selimi’nin vefatının birinci yıldönümünde Saygıyla anıyoruz üstbaşlığıyla Folklor/Edebiyat’ta (S. 40, 2004/4,s.286-292) yayımlananSefil Selimi başlıklı yazısında şiirlerinden örnekler de eklemiştir. Bu görüşmede aşık şöyle demektedir:
“İnsan olacağız, insanın dalında açıp güleceğiz; Alevisi ile Sünnisi ile. Kaleminizi Doğrudan yana oynatın, sazınızı güzelden yana çalın ve böyle Aşık Sefil Selimi’ler gibi ozanlarımız durdukça biz geleceğe daha güvenle bakacağız.” (s. 291)
2000’de yaz ayında Darende’de düzenlenen Aşıkİmami ve Aşık Feymani’nin de Adana’dan katıldığı Zengibar Karakucak Güreş Şenliklerine biz de birlikte katılmıştık. Sahnede üç aşık kıran kırana atışmıştı. İzleyicilerin takdir ve hayranlıklarına tanık olmuştum. Aşığı Sivas’taki evinden alıp Darende’ye getirdim ve programdan sonra da Gürün’den arkadaşıyla birlikte Sivas’a uğurladık. Bir başka zaman da Adıyaman’da düzenlenen bir etkinliğe yine birlikte katılmıştık.
Sefil Selimi’nin şiirleri, yaşadığı dönemde Yar Badesi(Haz. Abdullah Satoğlu, Kayseri 1963), Yalınkat (Haz. İbrahim Aslanoğlu, Sivas 1978), Kul Yanmasın (Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 1989), Çobanın Can Pınarı (Haz. Doğan Kaya, Dilek Matbaası, Sivas 1996), Şiirleri ve Türküleriyle Aşık Sefil Selimi (Haz. Uğur Kaya, Anasam Yay.,Sivas 2001) adlı kitaplarda yayımlanmıştır. Son kitapta aşığın 70’ten fazla şiirinin sözleri ve 30’dan fazla türküsünün notaları yayımlanmıştır. Toplu şiirleri 2003’te yayımlanan İrfan Okulu’nda derlendi.
Murat Özdemir (1982) ve İhsan Kılıç (1993) Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde ayrı ayrı iki lisans tezi hazırlamıştır. Aşık Sefil Selimi üzerine yapılmış yüksek lisans ve doktora çalışmalarından haberdar değilim. Bu görev Cumhuriyet Üniversitesi’ne ve İnönü Üniversitesi’ne düşer.
Ahmet Özdemir’in hazırladığı, ŞarkışlalıAşıkSerdari ve Yöre Halk Şairleri(1993) adlı kitabının ardından yayımlanan Aşık Sefil Selimi, İrfanOkulu (2003)’ndaSefil Selimi’nin hayatı, kişiliği; basında çıkan yazılanları da içeren 100 sayfalık girişten sonra aşığın toplu şiirlerine de yer verilmiştir. Şiirler beşten onaltı heceye kadar bölüm bölüm kümelenmiştir. Ancak her kümede aranan şiirin kolayca bulunmasını sağlayan bir dizin olmadığı ve şiirler de her kümede belli bir esasa göre sıralanmadığından aranan şiir içindekilerden zor bulunuyor. Kitabın yeni basımında buna dikkat edilmesi gerekir. Yeni basımlara aşığın diğer şiirleri de eklenerek bir külliyat oluşturulmalıdır.
O’nun vefat haberini alınca Cansever, Mutsuz ve Birfani ile Sivas merkezindeki evine gidip yakınlarına taziye vermiş ve mezarını ziyaret etmiştik. O günlerde vefatının ardından Çiftlikçi mahlasıyla aşığa seslendiğim bir şiirimde şöyle demiştim:
AŞIK SEFİL SELİMİ İÇİN
Karıncayı incitmekten korkardın
Sırlara karıştın Selimi Baba
Yılandan çekinmez kovdan ürkerdin
Birlerle yarıştın Selimi Baba.

Çoban Mehmet pirim dedin seslendin
Mazlumların sinesine yaslandın
Daim zalimlere kızdın küslendin
Erlerle görüştün Selimi Baba.

Kadimi, Yalınayak, Sadullah öksüz
Feymani, Gülhani, Kocaman sensiz
Cansever, Beyani, Birfani, Mutsuz
Nurlarla barıştın Selimi Baba.

Uğur ile Doğan Kaya hayranın
Aslanoğlu, Satoğlu, Özdemir canın
Çiftlikçi daima senin hayranın
Pirlere eriştin Selimi Baba.