Başarmak Arzusu

     Günümüzün insanları hırs ve egoları sayesinde “Amok Koşucusu”na dönmüş durumda. Gerekli gereksiz, ihtiyacı olsun olmasın her şeye saldırıyor, sonunda felaketlerini kendi elleriyle hazırlıyorlar. İnsanın sevinçlerini, değerlerini, korkularını ve onu çöküşe götüren nedenleri iyi gözlemleyen bir yazar olan Stefan Zweig, “Amok Koşucusu” isimli kitabında kendi yıkımına ve ölümüne son hızla koşan bir doktorun hikâyesini anlatır. Yazar, sonu ölümle biteceği bilindiği halde girişilen ve engellenemeyen insanın çöküşüne dikkat çeker.

       Yönetmen Oliver Stone’da kapitalizmin ve onun kazanma hırsına esir düşmüş günümüz insanının bu durumuna dikkat çekenlerden biridir. Ekonomi piyasasındaki zorlu mücadeleyi anlattığı 1987 yapımı Wall Street filminde yer alan açgözlü bir Wall Street satın alma yöneticisi olan Gordon Gekko (Michael Douglas), kimi zaman aldığı sert ve zaman zaman da kural tanımaz kararlarıyla hafızalarda yer almıştı.

       Hırs ve ego o kadar gözümüzü kapatmış ki, çoğu zaman basamaklara o kadar çabuk adapte oluruz ki, çıkmaya çalıştığımız merdivenin nereye dayandığını fark etmeyiz bile.

         İnsanoğlu bulunduğu seviyenin daha üzerine çıkmak için her türlü ilkeli ilkesiz rolleri oynamaya gayret eder. Literatürlerde sonu gelmeyen istek olarak tanımlansa da hırs,eyleme zorlayan sağlıklı bir dürtüdür. Risk alma, hırs, başarı toplumumuzda çok değerli kavramlardır. Yüksek başarılar genellikle yüksek hedefleri başarmayla ilişkilendirilir. Araştırmalara göre, ortalamanın üzerinde eğitim beklentisi olan çocukların ileride daha iyi gelirli işlerde çalıştığını göstermektedir. Bir diğer yönden beklentinin yüksek olduğu durumlarda başarısızlık kaygısına bağlı olarak performansın düştüğü şüphesizdir. Ayrıca hırslı bireylerin daha çok risk alıp kendilerine ve çevrelerine zarar verici davranışlarda bulunmalarının yanı sıra kendi başarılarını da küçümsedikleri, yaşam doyumlarının düştüğü bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

        Hırsı sağlıklı bir olgu olarak açıklarken, hırsın kurbanı olma durumunu unutmamak gerekir. Psikologlar hırsın genellikle dışsal nedenlere bağlı olduğunu düşünürler. Örneğin tıp fakültesini hedefleyen bir öğrenci diğer insanlara yardım etmeyi hedeflerken bir başka öğrenci gelir düzeyini düşünerek bu mesleği hedeflediğinde amacına ulaştığında bile beklediği yaşam doyumuna erişemez.

         Başarı ve hırsın sonucu maddi zenginlikle doğru orantılı olduğunu düşünürsek, Biggie’nin dediği gibi’’ Para yok, dert yok’’ Ne kadar paranız veya başarınız varsa o kadar mutlusunuz demek değildir. Aslında mantıksal çerçeve de düşünürsek o kadar kötüsünüz demektir. Çünkü var oluş sorunları da beraberinde getirir, aç gözlülüğü de besler.

         Stoacıların ana noktalarında biride tüm harika şeylerin bir bedeli olduğudur. Seneca’da Antik Roma’da hiçbir şeyin ucuza gelmediğini de biliyordu

         Başarmak için her yolun mubah görüldüğü bir süreçte iyi bir insan olmak kadar zor olan hiçbir şey yoktur. Kazanmanın kişiye bahşedilmiş Tanrı vergisi en büyük nimetlerden biri olarak kabul edildiği “modern zamanlarda, başarının bedelleri de ağırdır. Belki de en doğru yöntem, “doğru yoldan” ve  iyi insan olmaktan sapmamaktır.

           Saygılarımla…