BERLİN'DE MALATYALI OLMAK

Berlin’de Malatyalı olmak

Geçtiğimiz hafta KGK’nin (Küresel Gazeteciler Konseyi) düzenlediği Türk-Alman medya buluşması çerçevesinde Kemal Deniz ile birlikte Almanya’nın başkenti Berlin’deydik.

Havaalanına iner inmez Kemal hocanın daha önceden tanıdığı üç Malatyalı bizi karşıladı. Kemal hoca karşılamaya gelenleri gazeteci arkadaşlarımızla tek tek tanıştırdı. Türkiye’den gelen grup içerisinde tek karşılanan biz Malatyalılar olunca çaktırmadan bayağı gururlandık.

Bu üç Malatyalıdan;

İlki hocanın amcası oğlu Hasan Deniz, benimde arkadaşım olan Hekimhan’ın Sarıkız köyünün (şimdi mahalle oldu) muhtarı Ergün Deniz’in abisi. Hoca söylemese iki kardeş öyle bir birlerine benziyorlar ki nerede görseniz, bu Ergün’ün abisi dersiniz. Deniz, emekli olmuş, ek bir işte birkaç saat çalışıyormuş.

Diğeri ise hocanın öğrencisi.

Öğrencisi dediysek de öyle genç falan değil, Almanya’dan ve Türkiye’den emekli olmuş; Arguvan Mamanlı adaşım Turan Gönül. Tam bir Malatya aşığı, Berlin’e gelen her Malatyalı ile bir vesileyle buluşmuş veya yan yana olmuş ki benim tanıdığım herkesi oda tanıyor. Şaşmadım dersem yalan olur. Erken emekli olmuş, çalışmıyormuş; yazı Türkiye’de kışı da Almanya’da geçiriyormuş.

Üçüncü ise benim hemşerim Doğanşehirli iş adamı Vahap Bayram. Doğanşehir’de hemen herkes Bayram ailesini iyi tanır. Abisi Hanifi Bayram ilçede bir dönem belediye başkanlığı yaptı. Amcası oğlu ise Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (ESKKK) Malatya Bölge Birliği Başkanlığını yapan İsmet Bayram. Vahap Bayram, Almanya’da çocukları ile birlikte emlak ve inşaat işiyle uğraşan Malatya aşığı bir iş adamı. Malatya sevdasından olsa gerek işyerinin bahçesine kayısı fidesi dikmiş. Çiçek açan kayısı ağacı önünde birlikte resim çektiriyoruz.

Vahap Bayram’ın ilgisi sadece bize yönelik dersek haksızlık olur. KGK programı çerçevesinde Berlin’de bulunan gazeteci heyetindeki her gazeteci ile tek tek sohbet etti. Programın ilk günü gazeteci heyetini öğlen yemeğinde bir Türk işadamının otelinde ağırladı her biriyle özel olarak ilgilendi. Dönüş yaptığımız güne kadar bizimle birlikte oldu.

Bu üç Malatyalının yanı sıra daha sonradan izin saatlerinde bir araya geldiğimiz Malatyasporun eski futbolcusu Ali Uçbağlar. Ali kadro dışı bırakılınca nişanlısını dinleyip Berlin’e gelmiş. Yeni Malatyaspor’un kötü gidişatını konuşuyoruz. Sporu yakından takip eden biri olarak son dönem üst üste alınan mağlubiyetten dolayı çok üzgün. Tam bir Malatya ve Malatyaspor aşığı.

Bu program sırasında hemşerilerimizle Almanya’da bir kafeye yapılan ırkçı saldırıyı da konuşuyoruz. Hepsi ırkçılığın son dönem tırmanış göstermesinden dolayı rahatsızlık duyuyorlar. Özelliklede bu ırkçı tırmanışın Türklere karşı artış gösterdiğinden dem vuruyorlar, Hanau’da ki saldırıyı da buna örnek gösteriyorlar.

Programın ikinci günü ise KGK başkanı Mehmet Ali Dim ve gazeteci arkadaşlar Hanau’daki ırkçı saldırı sonrası yaşamını yitiren Türklerin ailelerini ziyaret etmek ve saldırıyı kınamak maksadıyla bu kente hareket ediyorlar. Ben, Kemal Deniz ve İsrafil Avcı ise Berlin’de Malatyalılarla birlikte kalıyoruz. Dostlarımız ile birlikte Bergama’dan sökülüp buraya taşınan tarihi kalıntıları görmek amacıyla Müzeye hareket ediyoruz.

Almanlar Bergama’da ki tarihi kalıntıyı tek tek işaretleyip buraya getirip yeniden inşa etmişler. Sadece bununla yetinmemiş Suriye, Irak, Mısır ve başka orta doğu ülkelerinde tarihsel kalıntı adına ne varsa alıp buraya taşımışlar.

Her neyse yine hemşerilerimize dönersek bu üç Malatyalı; Vahap Bayram, Hasan Deniz, Turan Gönül bu program boyunca bizleri yalınız bırakmadılar. Berlin’de Malatyalı olmak şanslı olmakmış…