Sanat dünyası yüzyıllardır onun büyüsünü aşamıyor. Rönesans'ın dahi sanatçılarından Michelangelo, Davut heykeliyle sadece taş ve mermere değil aynı zamanda insanlık tarihine kazınan bir efsane yarattı. 1501 ile 1504 yılları arasında tek bir mermer bloktan yontulan bu devasa heykel, sanat tarihine adını altın harflerle yazdırdı ama Michelangelo’nun bu eseri neden hala bir ikon olarak kabul ediliyor? Gelin, Davut heykelinin büyüleyici detaylarına birlikte bakalım.

Michelangelo’nun hikayesi, bir dahinin zorluklarla dolu hayatından izler taşır. 1475 yılında Arezzo yakınlarında doğan Michelangelo, henüz 6 yaşındayken annesini kaybetti. Ancak bu erken kayıp ve zorlu yaşam koşulları, onun eşsiz sanat yeteneğini keşfetmesine engel olmadı. Floransa’da şiirden resme, heykeltıraşlıktan mimarlığa kadar pek çok alanda kendini geliştirdi. 26 yaşında başladığı Davut heykeli ise onu ölümsüz kılan eserlerin başında gelir.

1436’da tamamlanan Floransa Katedrali’nin süslenmesi için 12 peygamberin heykelini içeren bir proje başlatıldı. Davut heykeli de bu serinin bir parçası olarak düşünülmüştü. İncil’deki Davut figürü, Floransa’da sık sık tasvir edilse de Michelangelo’nun Davut’u, dönemin diğer heykellerinden çok farklıydı. Michelangelo, Goliath’ı yendikten sonraki zafer anını değil, mücadeleden hemen önceki gergin ama kararlı Davut’u tasvir etmeyi seçti.

5,17 metre uzunluğunda ve 8,5 ton ağırlığındaki Davut heykeli, 25 Ocak 1504’te tamamlandığında bir efsane haline gelmişti. Ancak boyutları o kadar devasa bir seviyedeydi ki, heykeli katedralin çatısına yerleştirmek mümkün olmadı. Uzun süren tartışmalardan sonra heykelin, Floransa’daki Palazzo della Signoria’nın girişine konmasına karar verildi.

Michelangelo, heykel üzerinde çalışırken tam bir gizlilik içinde hareket etti. Heykel, tek bir mermer bloktan yontulmuştu ve bu blok, aslında 50 yıl önce başka bir sanatçı tarafından şekillendirilmeye çalışılmıştı. Donatello, bu mermerin dayanıksız olduğunu düşünüp çalışmayı bırakmıştı. Ancak Michelangelo, o “yarım kalmış” mermeri alıp sanat tarihinin en görkemli eserlerinden birine dönüştürdü.

Heykelin sağ eli, İncil’de Davut için kullanılan “güçlü el” ifadesine atıfta bulunularak orantısız bir şekilde büyük yapılmıştı. Michelangelo’nun insan anatomisini kusursuz bir şekilde heykeline yansıtması, bu tür detaylarla birleşince ortaya hayranlık uyandıran bir eser çıktı.

Davut heykeli, 1527 yılında Floransa’daki bir ayaklanma sırasında ilk ciddi hasarını aldı. Kalabalık bir grup, heykelin sol kolunu kırmayı başardı. Günümüzde de heykel, turistlerin yarattığı titreşimlerden dolayı stres çatlaklarıyla mücadele ediyor.

Michelangelo’nun Davut heykeli, 20. yüzyılda Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma ile incelendiğinde, gözlerinde bir kusur olduğu fark edildi. Heykelin bir gözü ileriye bakarken, diğer gözü uzak bir noktaya sabitlenmiş gibiydi. Bu detay, Michelangelo’nun sanatına özgü bir tercih mi, yoksa bir hata mı? Kim bilir…

Bugün Michelangelo’nun Davut heykeli, Floransa’daki Galleria dell’Accademia’da sergileniyor. Ancak dünyanın birçok yerinde kopyaları bulunuyor. Yine de orijinali, tüm görkemiyle zamana meydan okumaya devam ediyor.

Michelangelo’nun Davut heykeli, sadece bir sanat eseri değil, aynı zamanda insan yaratıcılığının ve emeğinin en somut kanıtlarından biri. Eğer yolunuz bir gün Floransa’ya düşerse, bu büyüleyici şaheseri görmeden dönmeyin!