Bu Gidişle Nereye Varacağız?

Bu gidişle insanımızın özellikle hemşerilerimizin nereye varacağı ya da nereye gideceği doğrusu toplumsal ilişkilerimize baktığımızda beni derin derin düşündürmektedir.

Sosyoloji Bilim olarak insan birlikteliğinin neliğinin içine inmek, içini görmek, anlamak ve adlandırmak diye anlıyor, yorumluyorum.

Epeyi bir zamandır kovid denen bir bulaş, insan birlikteliğinin neliğinin içine girerek baktığımızda, birlikteliğimizi bozuma uğrattığı gibi, özellikle “04-14” yaş arası çocuklarımızı yakından izleme olanağınız oldu mu? Bilmiyorum. Ben özellikle bu bulaş içerisinde torunlarım olması hesabıyla çocuklarımızı yakından izlemeye dikkat ettiğimi, çevremde çocukları olanlara, bu çocukların zamanlarını neyle geçirdiklerini sordum ve anlamaya çalıştım. Gelecekte bu çocuklarımızın en yakın akrabalarından, arkadaşlıklarından yavaş yavaş uzaklaştıklarını, dede, babaanne, anneanne, teyze, hala, dayı, amca ve hala çocukları ile ve de sınıf arkadaşları ile de, yakınlarından başlayarak ilişki kurmadıklarını, kuramadıklarını gözlediğim gibi “ Sosyal Medya Platformlarına” düştüklerini izledim.

Peki, sosyal ortamları ve insan birlikteliklerinin içinde biraz önce saydıklarım yoksa zaman denen o muhteşem olguyu neyle ve nasıl dolduracaklar bu yavrularımız? En iyi akrabaları ve arkadaşları ne ola acep? Evet, dostlar evet. Çocuklarımızın en iyi, en yakın akraba ve arkadaşları sakın sosyal mecra platform dediğimiz “MAKİNELER!” olmasın? Makinelerle ilişkiler günümüzün insan birlikteliğinin neliğinin yerini almaya, adımını atmaya başladı diye bir soru sormak da içimden gelmiyor değil?

Bir de 2023 Şubat’ından beri yaşadığımız deprem gibi bir “ Büyük Felaketin” arkasından ardı ardına yaşadığımız artçı diye adlandırılan, artçı olmadığı söylenen en son geçen hafta yaşadığımız her birimizin kaçıştığı, sığınacak yer aradığı geleceklerimizin bir bilinmezlik içinde yol aldığı, üstüne üstlük “6 şiddetindeki depremin” çocuklarımızdaki yarattığı “Psikolojik Zedelenmeyi” nereye koyacağız?

Bunların dışında günümüz insanı gelecekte ne yaşayacak, nereye yol alacak?

Evinizin kapısına geldiğinizde açıl kapım açıl dediğinizde kapı dilinizden anlayacak ve açılacak. Evinizin girişinde Kendinizi karşılayan ‘MAKİNE’ halınızı hatırınızı sorduktan sonra yorgunluğunuzu giderecek içeceklerden ne almanızı sorup, içeceğinizi getirecek. Artık evinizde yalınız değilsinizdir. Evlerinizdeki tüm ev aletleriniz en çok konuştuğunuz, sorunlarınıza yardımcı olacak arkadaşlarınız ve akrabalarınız olacak. Dışarı adım attığında da yalnız değilsinizdir. Garajınızdaki arabanıza yukarıdan seslenerek kapınızın önüne gelmesini söyleyecek, arabanız yaklaştığında arabanız kapısını açıp hoş geldin diyerek, nereye gideceğinizi sorup, arkasından hangi müziği dinlemek istediğinizi ve içecek olarak ne alacağınızı sorarak, size sunacak. Makinenizle konuşarak yolculuğunuz sürecek.

İnanmıyorsunuz bu dediğime değil mi? Şimdi dahi Arkadaşlar olarak, akrabalar olarak bir araya geldiğimizde her birimiz makinemizi elimize alıp birbirimizle değil, makinelerimizle konuşmamızı sürdürmüyor muyuz?

Çağımızda giderek insanı görüyorum ama insanlığı göremiyorum. Bu gidişle insanı da mı göremeyeceğiz. Ya da yerini ‘MAKİNE İNSAN’ mı alacak?