CHP'nin dış politikası

Hızlı bir dış politika süreci yaşıyoruz. Barzani ile yaşadığımız uzun süreli ticarete dayanan dostluk süreci, Barzani’nin referandum kararıyla sona geldi.

Referandum yapılana kadar pekte yapılacağına inanmadığımız bu süreç referandumun gerçekleşmesiyle bizim politikacıları çok hiddetlendirdi.

Kimi hemen askeri müdahale çağrısı yaptı. Kimi gümrük kapılarını kapatma tehdidinde bulundu. Hatta bir politikacı askerlerden vazgeçti sivillerinde hazır beklemede olduğunu söyledi.

Oysa aylar önce alınan referandum kararına karşılık bizim siyasi partilerin siyasal tavır konusunda son güne kadar oturup ne yapabiliriz ya da nasıl bir siyasi tavır takınabiliriz yönünde bir çalışma içinde olmadıklarını yaşayarak görüyoruz.

Referandumun gerçekleştirilmesiyle birlikte iktidar partisinden farklı sesler çıkmaya başladı.

Cumhurbaşkanı sert demeçler verdi. Ticaretten sorumlu bakan ben tüccarım kardeşim ticareti karıştırmayın dedi. Gümrük bakanı kapıları bir kapatırız, bir kapatamayız modunda. Başbakan soğuk kanlı kimse heyecanlanmasın savaşa girdiğimiz falan yok dedi.

CHP-MHP askeri müdahale söylemleriyle hükümeti sıkıştırma çabası içine girdiler.

İktidarıyla muhalefetiyle sürece hazır olmadığımız, bu yönde önceden kurulları toplayıp bir karar almadıkları gün gibi ortada. Yine kervan yolda kurulur mantığı içindeler.

Yani alışık olduğumuz bir Türkiye siyaseti klasiği izliyoruz. Dış politikada son dönemdeki başarısızlığa bir yenisi eklendi.

Her neyse. Bu Türk dış politikasında bir ilk değil bundan sonrada bu tür olaylarla karşılaşmayacağımızın garantisi de yok.

Tamam, iktidar dış politikada uzun süredir hata yapıyor. Sıfır sorundan bol soruna taşıdılar dış politikayı.

Anladık.

Ana muhalefetin dış politikasını kim belirliyor.

İşte burada sorun var gibi.

Bir sosyal demokrat parti komşu ülkede yaşayan azınlıklar referandum yolu ile ayrılmak isterseler nasıl tavır alır?

Sosyal demokratlar ulusların kendi kaderlerini tayin haklarına nasıl bakarlar?

İşte size CHP’li iki şahsiyetin, Barzani’nin referandum kararına karşı yaptığı değerlendirme:

CHP genel başkan yardımcısı Öztürk Yılmaz ne diyor "Hükümetin Barzani'ye, 'Bu sevdadan vazgeç' deyip 24 saat süre vermesi lazım. Eğer bu süre içinde geri atım atmıyorsa o zaman tedbirler içeren bir paket hazırlanmalı. Anladığı dilden konuşmak gerekir".

Şimdide CHP’nin hala milletvekili olan bir önceki genel başkanı Baykal sözlerine bakalım; "Dilekleri var. Yaşama geçirmek istiyorlar. Özlemlerin ötesinde arka plan var. Bunu anlamak lazım. Büyük başka plan var. O plana alet olmadan, bölgenin dengesini göz önünde bulundurarak bölge ülkeleriyle uyumlu ve işbirliği içinde yaklaşmaktan başka çare yoktur. Ne askeri yöntemle asarız, keseriz çare olur, ne de sürece teslim olmakla”

Sizce hangisi CHP’nin doğru bakışı.