“Hırs ve para düşkünlüğü belki de, bütün diğer ihtiraslardan daha fazla suç sebebidir”. Neden mi? Çünkü çok malın hesabı çoktur. Dağ büyüklüğü kadar üzerine bulut çöker. Herkes kazandığının hesabını mutlaka verecektir. Ve “kursağında haram lokma olan kimsenin ibadetini Allah kabul etmez”.
Hz. Ömer bir gün Peygamberimizin (S.a.v) odasına girer ve hıçkıra hıçkıra ağlar. Efendimiz, neden ağladığını sorunca, şöyle cevaplar Hz. Ömer; “Ya Resullullah! Dünya kralları, lüks ve servet içinde yüzüyorlar. Senin ise altına sereceğin bir minderin bile yok… Yatağın çalıdan, çırpıdan ve teninde yattığın zeminin izleri. Hâlbuki bu kâinat senin hürmetine yaratıldı.” Allah’ın Resulü şu cevabı verir; “İstemez misin Ey Ömer, dünya onların, ahiret de bizim olsun…
“Evet, insanoğlunun çuval dolusu altını olsa daha fazlasını ister. İnsanın gözünü ancak bir avuç toprak doyurur”. Çünkü insanın tek hırssız kalacağı yer kara topraktır.
Ömrümüzü yiyen, bedenimizi yaşlandıran, ruhumuzu kemiren çok hırslı ve açgözlü oluşumuzdur. Dünya sevgisi içimizi öyle kaplamış ki, gönlümüzde dostlarımıza sunabileceğimiz sevgiden hiçbir eser kalmamış. Oysa insanı insan yapan değerler hırstan, bencillikten ve açgözlülükten arınılarak kazanılır.
Mal edinme sevdası insanların sevgi, dostluk gibi başka güzellikleri görmesine en büyük engeldir. Hırs ve açgözlülük insanların mutlu ve huzurlu olmamalarına tek sebeptir. Hırs ve açgözlülüğün başladığı yerde sevgi dolu duygular eriyor, tükeniyor, bitiyor ve hiç kalmıyor maalesef. Bu yüzden insan mutlu olamıyor.
İnsanlar yaşlandıkça aç gözlülükleri daha da artıyor, dünya malını daha çok sever hale geliyorlar. Dünya malının kimseye yar olmadığını bile bile…Oysa sahip olunan bir lokma ekmeği paylaşmanın insana katacağı huzuru anlatmaya kelime yetmez.
Hırs. Açgözlülük ve huzur bir arada olamazlar. Bu yüzden hırslı mal ve servet düşkünü insanların mutlu olmaları asla mümkün değildir.
Kısacası; “maddi hayata tapanlar, deniz suyu içenlere benzerler, içtikçe susuzlukları artar.” Unutulmamalı ki, “kefenin cebi yoktur.” Demiş Atalarımız…
Kimse bu dünyadan bir şey götüremeyecek. Sadece yaptığı hayırların, kazandığı kalbin, sevgi ve güzel işlerin dışında…