“Şiirle uğraştığım aylardaydı. Henüz yolumu bulamamıştım, Yeni koğuş arkadaşım Nâzım Hikmet'i şıp diye taklit ediyor, üstadı kızdırıyordum... Gene o günlerdeydi, hiç unutmam... Ayaklarında takunya, bacağında golf pantolon, ağzında pipo... Koşarak hapishane avlusuna geldi... Elinde bir roman müsveddesi. Yüreğim hop etti... Gene şiirlerimde olduğu gibi azarlanacağımı sanarak sustum. Romanımı da tenkid edecek, beni yerlere geçirecek diye sesimi bile çıkarmıyordum, Bunları sen mi yazdın, diye sordu... Çekine çekine evet dedim... 'Canım çiziktirdik işte: diye geçiştirmek istedim, 0, büyük bir coşku içinde, evet büyük bir heyecanla 'Bırak şiiri, miiri birader, hikaye yaz, roman yaz sen' dedi, 'Şiirle ne uğraşıyorsun?”
"0 günden sonra başladım. Roman bende hikâyeden de öncedir. Konusunu şimdi pek hatırlayamayacağım, On Sekiz Yaşım adlı ilk küçük romanımı o yıllarda Nâzım Hikmet'in yardımıyla yazmıştım. Sonraları dil, sair bilgilerim arttıkça yavaş yavaş hikâyeye döndüm. Uzun yıllar kendimi hikâyede biledim diyebilirim. 12
İki sanatçı da imzalarını bir tesadüf sonucu elde etmişlerdir. Orhan Kemal imzasını yazara Kemal Sülkerhediye etmiştir. Yaşar Kemal'e ise Abidin Dino. İki sanatçı da dünya görüşleri yüzünden sıkıntı çekmişlerdir. Yaşar Kemal'in deyişiyle çocuk denecek yaşlardan itibaren birerZilli Kurt olmuşlar, bu yüzden hayatları boyunca başları ağrımıştır:
Özellikle Orhan Kemal'i yayınevleri, gazeteciler ve sinemacılar çok İstismar etmişler, yazdığı eserlere tatmin edici telif ücretleri ödemeyerek âdeta yazarı sömürmüşlerdir. Çok iyi niyetli bir insan olan Orhan Kemal, hak ettiğini bile tam olarak almak istememiştir. Cumhuriyet'e verdiği bir roman için Nadir Nadi, 'Ne kadar telif ücreti isterse kendilerine takdim buyurulsun' diye emir vermiş, Orhan Kemal muhasebeciye 'Siz bir binlik verin yeter' demiştir. Bu olaydan sonra koca bir roman için bin lirayı az bulan Yaşar Kemal, araya girerek üç bin lira daha alıp dostuna ulaştırmıştır. 13
Halbuki iki sanatçımız da insana sevgiyle bakmış, onun daima sevilecek iyi bir yönünün olduğunu kabul etmiş ve "insanı sevmekle başlar her şey” diyen Sait Faik gibi bütün insanları sevmişlerdir. Her ikisine de Allah’tan rahmet dilerim.
DİPNOTLAR:
1Asım Bezirci-H. Altınkaynak, Orhan Kemal, Cem Yay, İstanbul 1977, s. 16-17; Ç. Yetkin, Siyasal İktidar Sanata Karşı, Bilgi Yay., Ank. 1970, 110-24.
2 Turhan Tükel, Beş Romancı Tartışıyor, Düşün Yay.,İstanbul 1960, s. 24.
3 O. Kemal, Nâzım Hikmet'te Üç Buçuk Yıl,İstanbul1965; İstanbul 1976; Milliyet Yay.,İstanbul1996.
4 O.Kemal, age, s. 83.
5 Bezirci-Altınkaynak,age, s. 83.
6 M. Ünlü-Ö. Özcan, 20. Yüzyıl Türk Edebiyatı, C.4, İnkılap ve Aka Kit.,İstanbul1992, s. 230-31.
7 Mehmet Narlı, Orhan Kemal,Kültür Bakanlığı Yay.,Ankara 2002
8Küçük Dergi,S. 1, Nisan 1952;Yaşar Kemal'in şairliği ve şiirleri üzerine ayrıntılı bilgi için R. Çiftlikçi, Yaşar Kemal, Yazar-Eser-Üslup, Kültür Bakanlığı Yay., Ank. 1997, s. 100-108:Yaşar Kemal’in şiirleri, Bugünlerde Bahar İndi, YKY, İstanbul 2010 adıyla bir kitapta toplandı. Ancak buraya alınmamış şiirleri de arşivimizdedir.
9 Celal Üster, "Yaşar Kemal: Orhan'la dostluğumuz Balzak'la başladı", Cumhuriyet, 1.6.1986.
10 N. Uğurlu,Orhan Kemal'in İkbal Kahvesi, Cem Yay., İstanbul 1972, s.31
11 Celal Üster, age
12 N, Uğurlu, Orhan Kemal’in İkbal Kahvesi, s. 99.
13 N. Uğurlu, age, s. 20-21,
14 N. Uğurlu, age, s. 68; sinemacıların istismarı için bkz. s. 353.