Eski Dostluklar

Nedense gün geçtikçe dost ahbaplıklar azalıyor. Televizyon bilgisayar gibi insanları başında oyalayan elektronik aletlerinde yaygın olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Onlarında kısmen etkisi oluyor. Birde falan gelmedi bende gitmeyeyim gibi yersiz düşünceler. Halbuki kendi nefsimize hoş gelen yanımızdaki insanlara da hoş gelir kendi nefsimize hoş gelmeyen hiç kimsenin hoşuna gitmez. O bakımdan kendimiz için istemediğimiz hiçbir şeyi başkaları içinde istemeyelim. Karşımızdaki insanlara güzel sözle hitap edersek onlarda bize güzel karşılık verirler diye düşünüyorum. Gurbette olsun kendi memleketimizde olsun birlikte çalıştığımız insanlarla selamlaşıp halini hatırını sorup dostluklar kurabiliriz. İnsanlar konuşarak daha iyi anlaşır. Sıkıntılarını birbirine anlatabilirler. Konuşup yakınlaşmadan birbirimize derdimizi anlatmamız mümkün olmaz. Zaten son yıllarda arkadaşlık, akrabalık, dostluklar neredeyse tarihe karışacak gibi görünüyor. Bazılarımız menfaat olmadan selam bile vermeye ihtiyaç duymuyorlar. Bu durum dost ahbaplığın kurulmasına engel oluyor. Eski insanlar çıkarı ön plana sürmüyordu. Pütürge ilçemizin bir köyünde orta yaşlı bir arkadaşım bana şöyle bir güzellik anlattı. Dedi benim babam bizim eve misafir geldiği zaman en az üç gün o gelen misafire nereden gelip nereye gidiyorsun diye sormazdı. Üç gün sonrada akşama kadar beklerdi derdi ki yavrum bekleyelim kendiliğinden söylerse daha uygun olur bazıları kendisi söylerdi kendini tanıtırdı bazılarına da üçüncü günü akşam babam kendisi sorardı. Şu misafirperverliğe ne diyelim. Misafir rencide olmasın diye kim olduğunu bile sormayan büyüklerimizi rahmetle anıyorum. Tabi ki şimdi o günkü kadar güvende kalmadı. Fakat birbirini tanıyan insanlarda gün geçtikçe birbirinden uzaklaşıyor. Nerede o arkadaş uğruna ıraklara bile gidebilen insanlar. Eyvah eyvah demekten gayrı elimizden bir şey gelmiyor. Keşke gelebilse bizim akranlarımız yeni yetişen gençlere anlatsa da ne kadar duyarlar Allah bilir. Eski arkadaşlar için söz çok önemliydi. Bir söz verdiği zaman ancak ölüm olsa cayardı gelmezdi gayrı sözünde bulunurdu. Şimdi bugün söz verip yarın cayanlar oluyor maalesef. Ahde vefalı olanlar azaldı. Evlilikler kısa sürüyor eşler birbirini anlamadan dinlemeden yuvasını dağıtıyor geriye kalan birkaç boynu bükük çocuk onların günahı ne diye düşünen yok keşke sözüyle dolu bir hayat yolculuğu yuva kurmadan başta iyi düşünüp karar verilse biraz ileride neler olacak diye görülse ne kadar güzel olur yuvalar yıkılmaz insanlar ağlamaz annelerimiz kara bağlamaz çocuklar boynu bükük kalıp üzülüp ağlamaz. Son yıllarda yuva yıkmak yetmiyor bir de eşler birbirinin canına kıyıyor madem geçinemiyorsun aranızda geçen güzel günlerin hatırına güzellikle ayrıl insanların canı yanmasın. Ne diyeyim inşallah vefalı, mert insanların temelini attığı bu dostluklar yeniden canlanır insanlar birbirini karşılık beklemeden sever sayar gönüllere huzur dolar diye arz ediyorum. Dört dörtlüğümü sizlerle paylaşayım. Saygılarımla Osman Kaya

Hayal oldu gitti o eski günler,

Baldan tatlı sözler mazide kaldı,

İnsanı insanca sevenler anlar,

Gülen güzel yüzler sarardı soldu.

Seven sevdiğine yapmazdı hile,

Acı sözü alan olmazdı dile,

Yalnızlık belası vermedi çile,

Aşkla bakan kara gözler ne oldu.

Dost dostunun yardımına koşardı,

Soğan ekmek bulan mutlu yaşardı,

Yalın ayak yürür dağlar aşardı,

Cömert insanların vicdanı boldu.

Âşık Kaya der ki bereket vardı,

Eşler birbirine gönülden yardı,

Yok idi kimsenin ayrılık derdi,

Şimdi yıkık viran yuvalar doldu.