Malatya'nın Battalgazi ilçesinde bulunan ve Anadolu’nun en eski şehir devletine ev sahipliği yapan Arslantepe Höyüğü, UNESCO Dünya Kültür Mirası Kalıcı Listesi’ne kaydedilmesinin ardından büyük bir ilgiyle karşılaştı. 7 bin yıllık tarihi geçmişiyle dikkat çeken höyük, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekerken, her geçen gün artan ziyaretçi sayısıyla önemli bir turistik cazibe merkezi haline geldi.

Arslantepe Höyüğü, 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştı. 2021 yılında ise Çin'in ev sahipliğinde çevrimiçi olarak gerçekleştirilen UNESCO 44. Dünya Miras Komitesi toplantısında kalıcı listeye dahil edilmesine karar verildi. Bu karar, Arslantepe'nin tarihi ve kültürel önemi hakkında küresel bir farkındalık yaratırken, bölgeye olan ilgiyi de artırdı.

Höyük, M.Ö. 5500 ile M.S. 11. yüzyıl arasında çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, Hititler'den Roma ve Bizans'a kadar pek çok uygarlığın izlerini taşıyor. Arslantepe, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesinin ardından, İtalya Roma Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Malatya Müze Müdürlüğü iş birliğiyle gerçekleştirilen kazı çalışmalarıyla daha da gün yüzüne çıkarılmaya devam ediyor. 2019 yılında yapılan kazılarda, bölgede çok sayıda tarihi eser ve buluntuya rastlandı.

Arslantepe'nin kültür dolgusu 30 metreyi bulurken, bu alan, Geç Kalkolitik Dönem’den Demir Çağı’na kadar uzanan zengin bir tarihi birikime sahiptir. Bu alanda, Anadolu’nun ilk şehir devletinin yapıları ortaya çıkarılmış, yüksek ayaklıklı meyvelikler, uzun vazolar ve önemli mezarların yanı sıra, Roma dönemi köyü kalıntıları da bulunmuştur.

Kazılar, özellikle Geç Hitit tabakalarında dikkat çekerken, burada bulunan taş üzerine işlenmiş alçak kabartma ile dekore edilmiş avlu, giriş kapısındaki iki aslan heykeli ve karşısında devrilmiş bir kral heykeli, bölgenin dönemin önemli bir yönetim merkezi olduğunu kanıtlar nitelikte. Arslantepe’nin bu tarihi eserleri, 2011 yılında Malatya Valiliği tarafından, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan orijinal eserlerin kopyalarıyla birlikte ören yeri girişine yerleştirildi.

Arslantepe'deki kazılar, 1930'larda Fransız arkeolog Louis Delaporte öncülüğünde başlamış ve daha sonra 1961'de Roma Üniversitesi'nden ekiplerin katılımıyla devam etmiştir. Bugün, Roma La Sapienza Üniversitesi’nden Prof. Dr. Francessa Balossi başkanlığındaki uluslararası bir ekip, kazı çalışmalarına devam etmektedir. Arslantepe'deki önemli buluntular arasında, M.Ö. 3300-3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, M.Ö. 3600-3500 yıllarına ait tapınaklar, metal eserler ve aristokratik simgeler yer almaktadır. Ayrıca, Arslantepe'nin erken tarihindeki stratejik konumu ve yüksek tarım potansiyeli, bölgenin egemen bir merkez haline gelmesini sağlamıştır.

2010 yılından itibaren Malatya Valiliği'nin başlattığı projelerle, Arslantepe Höyüğü'nün çevresi taş duvarlarla çevrilmiş, yürüyüş yolları ve bilgilendirme tabelaları yerleştirilmiştir. Geç Kalkolitik döneme ait kerpiç saray yapısının üzeri modern bir koruma sistemiyle kapatılarak, alanın korunması sağlanmıştır. Ziyaretçilere daha iyi bir deneyim sunmak amacıyla, höyüğün girişine yapılan çeşitli yapılar ve sergi alanları ile bölgenin tarihi değeri bir kez daha vurgulanmıştır.

"Nemrut'un develeri" tahrip oluyor
"Nemrut'un develeri" tahrip oluyor
İçeriği Görüntüle

Arslantepe Höyüğü, sadece arkeolojik bir alan olmanın ötesinde, aynı zamanda Anadolu'nun tarihi ve kültürel mirasını sergileyen önemli bir açık hava müzesi olarak hizmet vermektedir. Ziyaretçiler, bu tarihi alanı gezip görerek, insanlık tarihinin erken dönemlerine tanıklık etme fırsatı buluyor.

Kaynak: Haber Merkezi