Hayatın Küçük Mucizeleri

Bugün sizlerle hayatın içindeki o küçük mucizelerden bahsetmek istiyorum. Hani bazen öyle anlar yaşarız ki, içimiz kıpır kıpır olur, yüzümüzde kocaman bir gülümseme belirir ya, işte onlardan. Belki bir çocuğun kahkahasıdır, belki de gün batımının o muhteşem renkleri...

Geçenlerde parkta oturuyordum. Yaşlı bir amca, elinde bir parça ekmekle güvercinleri besliyordu. Güvercinler de amcanın etrafında uçuşuyor, adeta bir dans sergiliyordu. O an amcanın yüzündeki mutluluğu görmeliydiniz. Sanki dünyadaki tüm dertlerini unutmuş, sadece o anın tadını çıkarıyordu. İşte o an, hayatın ne kadar güzel olduğunu bir kez daha anladım.

Bazen de bir fincan kahve, bir dost sohbeti yeterli olur mutlu olmamıza. Ya da sevdiğimiz bir şarkıyı dinlemek, bir kitap okumak... Aslında mutluluk, çok da uzaklarda değil. Sadece biraz dikkatli bakmak, anın tadını çıkarmak gerekiyor.

Hayatın koşturmacası içinde bazen bu küçük mucizeleri unutuyoruz. Oysa onlar, hayatımızı anlamlı kılan en değerli şeyler. O yüzden gelin, bugün biraz yavaşlayalım. Etrafımıza daha dikkatli bakalım. Belki de yanımızda, fark etmediğimiz ne çok güzellik vardır.

Unutmayın, her gün yeni bir başlangıç. Ve her gün, hayatın bize sunduğu yeni bir mucize. Hayat, bazen bir kelebeğin kanadındaki renk cümbüşünde, bazen de bir yağmur damlasının camdaki dansında gizlidir.

Hatırlar mısınız, çocukken yağmur yağdığında dışarı çıkıp ellerimizi açar, damlaların avuç içimizde kaybolmasını izlerdik. O an, zaman dururdu sanki. Ya da bir kar tanesinin eşsiz desenini incelediğimizde, doğanın ne kadar muhteşem bir sanatçı olduğunu fark ederdik. İşte o anlar, hayatın bize sunduğu paha biçilmez hediyelerdir.

Büyüdükçe bu küçük detayları gözden kaçırır olduk. Koşuşturmaca içinde, hayatın bize sunduğu güzellikleri görmezden geliriz. Oysa bir çiçeğin açılışı, bir kuşun şakıması, bir dostun içten gülümsemesi... Bunlar, hayatın bize fısıldadığı sevgi dolu mesajlardır.

Geçen gün bir kafede otururken, yan masadaki bir anne ve çocuğunu izledim. Çocuk, annesine heyecanla bir şeyler anlatıyordu. Annenin gözlerindeki sevgi ve hayranlık, o kadar büyüleyiciydi ki. O an, anneliğin ne kadar kutsal bir duygu olduğunu bir kez daha anladım. İşte o an, hayatın en büyük mucizelerinden birine tanık oldum.

Bazen de bir kitap okurken, bir film izlerken ya da müzik dinlerken, bambaşka dünyalara yolculuk ederiz. O an, hayal gücümüzün sınırlarını zorlar, ruhumuz dinlenir. İşte o anlar, hayatın bize sunduğu kaçış noktalarıdır.

Hayatın küçük mucizeleri, aslında her yerde karşımıza çıkar. Yeter ki biz, onları görmeye istekli olalım. Yeter ki biz, kalbimizi ve ruhumuzu açık tutalım. Unutmayalım ki, hayatın anlamı, detaylarda gizlidir.

Gelin, bugün biraz yavaşlayalım. Etrafımızdaki güzellikleri fark edelim. Bir çiçeğin kokusunu içimize çekelim, bir kuşun sesini dinleyelim, bir dostumuza içten bir gülümseme gönderelim. Çünkü hayat, küçük mucizelerle dolu. Ve biz, o mucizelerin tadını çıkarmak için buradayız.

Sevgiyle ve umutla kalın.