Her deprem sonrası olduğu gibi, depreme duyarlığımız artıyor. Her gün depremle yatıp depremle kalkıyoruz. Depremin artçıları bitip normal hayata döndükten sonra her şeyi unutup, bir daha deprem olmayacakmış gibi hayat devam ediyor.
*
1999 depreminde de öyle olmadı mı, günlerce konuştuk alınacak önlemleri tartıştık. Deprem öldürmez çürük bina öldürür dedik. Ve bunun için;
Vatandaşa deprem vergisi koyuldu!
Vatandaş da seve seve vergisini ödedi.
Paralar birikecek, depreme dayanıksız binalar tespit edilip, yıkılarak yenilenecek, vatandaş da olası bir depremde ölmekten kurtulacaktı.
*
Kentsel dönüşüm planlarıyla kentler yenilecekti.
Oysa kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme döndü!
Kentin eski binaları yenilenmesi bir kenara bırakılıp, tarıma elverişli araziler imara açılarak, lüks daireler yapılıp, varsıların taşınacağı güvenli siteler oluşturuldu. Yoksullar kaderiyle baş başa kaldı.
*
Elazığ depremi gösterdi ki; bu işin fıtratında var; deprem öldürüyor ama yoksulu!
Hani biz bunları konuşmaya hazırlanırken…
Ne oldu bu deprem için toplanan paralar, derken?..
Ülkeyi yönetenler bunu açıklamaya zorlanırken…
İmam oğlunun kayağı gündeme geldi oturdu.
Büyük büyük adamlar.
Koca koca yazarlar.
Konunun uzmanı profesörler.
Tutturdular İmamoğlu’nun kayağı da kayağı!
Sanırsınız ki bu olup bitenler, İmamoğlu’nun kayağı yüzünden
Kaydı da ne oldu?
Deprem o yüzden mi oldu?
Evler o yüzden mi yoksulların başına yıkıldı?
Biz o yüzden mi yoksullaştık?
*
Keşke kayağa gösterdiğiniz tepkinin onda birini, Haksızlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe gösterseydiniz.
Haksızlık karşısında susup dilsiz şeytan olmasaydınız; inanın bu ülke cennet olurdu.
Depremin gücü, yoksulun başına binasını yıkmaya yetmezdi!
*
Başkent GAZ-Kızılay TÜRGEV ve TURKEN Vakfı. Para trafiği başımızı döndürüyor.
Hele bak şu “Kızılay”ın yöneticilerine, yaptıklarını açıklamakta zorlanıyorlar.
Kızılay’ın imajını yerle bir ediyorlar.
Bu ülkeye en büyük kötülüğü ediyorlar.
İnsanların güvenini sarsıyorlar!
*
Vergi kaçırma yokmuş, vergiden kaçınma varmış!
Ben bilmem arkadaş, bize dediler ki ödenen her vergi size yol su olarak geri dönecek.
Ödeyeceksiniz verginizi!
*
Bu vergi kaçıranlar yüzünden, geçtiğimiz yolun da içtiğimiz suyun da parasını biz ödüyoruz.
Yakında soluduğumuz havadan da para alırlarsa şaşırmayın!
*
Bizi bu hale, İmamoğlu’nun kayağı yüzünden değil, Haksızlık hukuksuzluk, adaletsizlik karşısında sustuğumuz için geldik.
Halkın ödediği vergilerden yandaşa kıyak geçilmesine göz yumduğumuz için, bu haldeyiz. Artık işin farkındayız.
*
İmamoğlu’nun kayağını gözümüze sokarak: Örtemezsiniz, haksızlığı hukuksuzluğu, adaletsizliği, yolsuzluğu ve yoksulluğu!
*
İmamoğlu’nun iki günlüğüne kayağa gitmemesi, kendi imajı için iyi olurdu ama bu ülkenin derdine derman olmazdı.
*
Bir kez daha sorun kendinize? Sorunun kaynağı İmamoğlu’nun kayağı mı?
Yoksa Şeffaf ve Hesap Verebilir Kamu Yönetimi Anlayışından uzak, bir yönetim anlayışı; adaletsiz gelir dağılımı; kaçırılan vergiler ve toplanan vergilerin yerinde verimli ve etkin bir şekilde kullanılmaması mı?