Çok eskiden; lise yıllarımda, bir kitapta okumuştum.
“Savaş siyasetin başka araçlarla devamıdır.”
diyordu kitabın yazarı.
O zamanda Türkiye bir askeri darbeye zemin hazırlamak için adeta bir iç savaşa sürükleniyordu.
Hemde kendi vatandaşları üzerinden.
Baba oğula, kardeş kardeşe düşman edilmişti, ediliyordu.
Amaç ne?
Serbest piyasa ekonomisine geçişin önündeki engelleri darbe yoluyla ortadan kaldırmak.
Oyunu kuran kim?
Emperyalist, kapitalist ülkeler ve yerli işbirlikçileri.
Başardılar mı?
Başardılar.
Senaryoyu yazıp uygulayanlar,
Bugün bu sayede Türkiye’de kârlarına kâr katıyorlar.
Bu bir ülkeye özgü bir siyasetti.
Onun için ülke insanını kullandılar.
Alevi, Sünni, Kürt, Türk, sağcı, solcu diye..
İsrail’in Gazze’deki savaş planını görüp dinledikçe aklıma bu savaş siyaseti geldi.
Tek fark var.
Bu uluslararası uygulanıyor.
Her ne kadar lokal görünse de.
Strateji büyük, geniş ve küresel.
Küresel kapitalizm, küresel emperyalizme küresel strateji.
Stratejist; Pentagon, NATO.
Plan.
BOP.
Hedef somut, plan net.
Genelde İslam coğrafyası.
Özelde Filistin Halkı.
Yani.
Gazze’nin ilhakı.
Yani Gazze topraklarını İsrail topraklarına katmak.
Tabi bu durup dururken olmaz.
Önce küçük taktikler lazım.
Müslüman ülkeler elde.
Sıfır sorunlu.
Türkiye sıkıntılı!
Ama zor değil, kolay.
Önce şu şike politikasını güncellemek lazım.
Zira seçimde var. Tam zamanı.
İslamcılar iktidarda.
İktidarda kalmaları lazım!
Kendilerine para lazım.
Verelim.
Bunun için.
Önce.
Karşılıklı büyükelçileri açalım.
Hani barıştık, barıştılar desinler.
Sonra.
“El eli yıkar, el döner yüzü yıkar.” derler ya.
İşte öyle.
Hamasla, ilişkileri keseceksin.
Ee olur.
Yo, yo öyle lafla olmaz.
Sen yapacaksın ben göreceğim.
Liderlerini Türkiye’den çıkaracaksın.
O kolay.
Yayın organlarını kapatacaksın.
Tamam.
Para desteği kesilecek.
Tamam okey.
Yeter ki para gelsin.
Oldu mu?
Neden olmasın ki?
Velakin hepsi oldu.
Sırada Hamas var.
O daha kolay!
Bak seni var eden benim unutma!
Senin yanı başında bizim çocuklar (Mossad) bir eğlence düzenleyecek.
Bu eğlenceye her ülkeden insanlar katılacak.
Kadın, çocuk, genç, yaşlı...
Sen burayı basacaksın.
Öldürdüğünü öldür, kaçırabildiğini kaçır.
Yani rehin al.
Ben görmeyeceğim!
Ee; yahu olur mu?
Olur olur.
Ee sonra?
Sonrasını bana bırak.
Ben hallederim.
Sen kaç, ben kovalayayım.
Git gidebildiğin yere kadar.
Kuzeyden, Güneye,
Ürdün, Şam, Mısır, Türkiye nereyi istersen.
Ya onca kan, göz, yaşı ölüm?
Çoluk, çocuk, kadın?
Onca Müslüman?
Protestolar, bağırmalar, çağırmalar?
Boşver sen.
En fazla bir ay sürer.
Sonra onlarda alışır ve unuturlar.
Hani kader kısmet,
Devam etsin ticaret.
Para sana, Gazze bana!
Pentagon, NATO, BOP.
Evet; her savaş siyasetin başka araçlarla, başka bir şekilde uygulanmasıdır.
Bu doğru.
Ama kimin eliyle kime karşı neden niçin yapıldığı da bir o kadar önemlidir.
Asıl düğüm bu.
Başardılar mı?
Hem de ta ilk adımda.
Acı ama gerçek.