Kadın Beyanı Esastır!

Ne demektir bu “kadın beyanı esastır!”?

Cinsel suç ve cinsel şiddet vakalarında delil yetersizliği durumunda kadının ve çocuğun beyanının esas olduğunun kabul edilerek soruşturmanın başlatılması ve ifadenin delil olarak kabul edilmesine dair ilkedir.

Kadın, ‘bu adam bana tecavüz etti’ derse, adam hemen hapse atılsın demek değildir. Kadın her zaman haklıymış gibi sunmak ya da feministlerin uydurduğu bir şey hiç değildir. Eğer kadın böyle bir şikayetle geldiyse bu şikayet, soruşturma açılması için yeterlidir, anlamına gelir.

Kimilerine göre bu ilke, masumiyet karnesiyle çelişmektedir. Hayır, çelişmiyor. Bilakis masumiyet karinesiyle alakası var!

En medeni insanlar, tecavüzün ve tacizin normal bir durum gibi olduğumuz kabul eden ülkeler de bile kadınlar “tecavüze uğradım” diyemezler. Çünkü kadın için tecavüz bir onur kırgınlığıdır. Yaşamaktan çok korktuğu, başına gelmesini hiç istemediği bir şeydir.

“İstemiyorum” dedikten sonrası tecavüzdür. Her ne durumda olunursa olunsun. Mesela kocası tarafından tecavüz edilmiş bir kadın düşünün. Bu tür olayların ne çok duyar olduk değil mi? Demek oluyor ki bu olaylar sıklıkla yaşanmaya başlamış. Velhasıl kelam kadın, polise gidiyor. Durumu anlatıyor, polis diyor ki “koca karıya tecavüz mü edermiş, olmaz öyle şey, aynı evde yaşıyorsunuz zaten kadın, ne tecavüzü, aklını başına devşir!” tutanak tutulmuyor, kadın eve yollanıyor.

Kadını karanlık çıkmazda bırakan kurumlardan bir tanesidir, emniyet!

Kadın kararlı ve kararını sırtına alıp, savcılığa giderek şikâyetçi oluyor. Savcı şikayet dilekçesini eline alıp, bakıyor ve “karı koca arasında tecavüz mü olurmuş? Yeterli şüphe yok, zaten böyle bir şey mümkün değil” diyor ve takipsizlik veriyor.

Merak ediyorum! O savcıya sormak gerekir: yeterli şüpheyi neye dayanarak görmedin? Hukuki olarak mı yeterli şüphe yok, delil mi yok?

Bence bunlar değil tabii ki. Burada yeterli şüphe, savcının yeterli şüphesidir. Savcı, bir kocanın aynı evin içinde yaşayan kadına tecavüz etmesinin suç teşkil edebilme ihtimalini baştan kabul etmemektedir. Dolayısıyla burada hukuktan, siyasetten değil, tam olarak bir erkeğin, bir kadının uğradığı mağduriyeti kavrayışıyla ilgili bir sorun olduğu görülmeli. Erkek savcı burada hukuki bir süreci ya da hukuki verileri işleme koymaz, onun yerine taşıdığı bin yıllık erkek algısını, kadının muhtemel hukuki sürecine yansıtır. Kadını engeller..

Bir kadın böyle bir şeyi kolaylıkla “yaşadım” diyemez. Genelde kadınlar ve çocuklar taciz ve tecavüz mağdurudur. Bundan dolayı kadın beyanı esastır” hükmü beyan edilir. Erkekler de tecavüze uğrayabilirler. Onlar için de geçerli bu ilke.

Fatoş Karaoğlu – Malatya – 05 Aralık 2022