C.Zaman Yönetimimiz Ve Okumaya Bakış Açımız
TÜİK verilerine göre ise zamanımızı nasıl değerlendirdiğimiz ortaya çıkıyor, verileri yineleyelim:
- Türk insanının kitap okumaya sadece 1 dakika ayırdığını gösteriyor.
- Buna karşılık TV izlemeye ortalama 6 saat,
- İnternete bağlanmaya 3 saat ayırıyor.
Özellikle 4,5 geçtikten sonra internet kullanımına ayırdığımız zaman miktarının da giderek televizyon izleme oranına yakınlaştığını gösteriyor. Özellikle android telefonlarının yaygınlaşmasıyla birlikte “cepte internet” kullanımında büyük bir artış var. “Zaman yetmezliği”ifadesi bu çağın temel sorunsallarından biri haline gelmeye başladı. Tabiiki “zaman yönetimi” kavramı da üzerinde çalışılması gereken bir alan. Çünkü bilişim bağımlılığı kitap okumaya ayırdığımız zamanı bayağı kısıtlamaktadır. Bu durum çocuklarda ve gençlerde çok daha yaygındır.
Okumaya zaman ayırma konusu, insanın niteliği ve gelişimi ile ilgilidir. Kitap okunurluğunun görünür olması gerekir; elbette görsel bir faaliyet değildir okumak. Ancak, bir şehrin, toplumun okumaya verdiği önem değişik şekilde görünür hale gelir. Örneğin, büyük kütüphaneleri, kitapevleri olan ve dolup taşan kitap mekânları sizlere bu konuda ipuçları verebilir.
En fazla kitap okuyan ülkelere bakalım bir de.Ülkemizi onlarla karşılaştıralımve kendimizce bundan sonuçlar çıkaralım.
UNESCO'ya göre; en fazla kitap okuyan ülkelerin başında, yüzde 21 ile Fransa ve İngiltere var.
- Ardından, yüzde 14 ile Japonya geliyor.
- ABD'de bu oran yüzde 12,
- İspanya'da ise, yüzde 9.
- Türkiye'de ise, oran binde bir.
- Okuma alışkanlığında, dünyada 86. sıradayız.
Bu verilerin yorumlanması halinde, sonucun ne olacağını okuyucular anlayacaktır. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki makası kapatmanın yolu, eğitim, toplum, kültür, aile alanlarında yeni bir bilinç dalgasını yaratmaktan geçmektedir. Var olan tablo, bizle iyi hikâyeler anlatmaya maalesef yetmemektedir.
Ülkemizde okunankitap türlerine bakalım:
- Kitap okuyanların yüzde 65'i aşk,
- Yüzde 24'ü siyasi,
- Yüzde 13'ü düşünce,
- Yüzde 7'si kişisel gelişim kitapları okuyor.
İlgi duyulan konular, toplumsal eğilimler konusunda bizleri bir fikir verebilir.
Yayıncılar Federasyonu YAYFED'in bandrol izleme raporlarına göre, 2014'te 344 milyon, 2015'te 384 milyon bandrollü kitap satıldı.Dünyada kişi başına kitap harcaması 1,3 dolarken,
- Türkiye'de ise bu rakam 25 sent...
- Çocuklara kitap hediye edilmesi sıralamasında Türkiye 180 ülke içerisinde 140. sırada.
DESAM raporuna atıfta bulunulan UNESCO’ya (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) göre; dünyadaki alışkanlıklar ve harcamalara ilişkin verilere bakıldığında ülkemize ilişkin şöyle bir tablo ortaya çıkıyor; dünyadaki okuma alışkanlıkları raporuna göre Türkiye, kitap okuma oranında dünya ülkeleri arasında ilk seksenlerde yer alıyor; Gambiya, Fildişi Cumhuriyeti gibi Afrika ülkeleriyle birlikte bulunuyor.[1]
- Ayda 213 TL cep telefonuna yılda 6,5 TL kitaba ayırıyoruz.
- Ayda cep telefonu ve iletişim masraflarına 213 TL ayıran 4 kişilik bir Türk ailesi kitaba ise ayda değil yılda sadece 6,5 TL ayırıyor. Türkiye’de internet kafeler ve cep telefonu satış ofisleri ve bayilerinin sayısı çığ gibi artarken kütüphaneler sinek avlıyor.
- 1 milyon kütüphane abonesine karşın 71 milyon cep telefonu abonesi
- Türkiye’de çoğu AB standardını taşımamakla birlikte bin 118 kütüphaneye çoğu ders çalışmaya giden öğrenciler olmak üzere yılda 18 milyon kişi giriş yaparken, 16 bin kütüphanesi bulunan ABD’de kütüphanelere yılda 1 milyar 400 milyon giriş yapılıyor.
- Bin 118 kütüphaneye karşın Türkiye’de 600 bini aşkın kahvehane bulunuyor.
- Türkiye’de 1 milyon 25 bin kütüphane üye sayısı bulunuyorken 71 milyonun üzerinde cep telefonu abonesi var.
- Yapılan bir araştırmada gençler en önemli ihtiyaçlarının akıllı cep telefonu olduğunu dile getirirken BM İnsani Gelişmişlik Raporunagöre Türkiye’de kitap 235. sırada yer alan bir ihtiyaç malzemesi.
- Yapılan bir araştırmada deneklerin beşte üçünün son okuduğu kitabın adını hatırlayamazken futbolcu ve şarkıcıların künyelerini, sevgililerini bile ezbere saydığı görüldü.
TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de 2 milyon 644 bin 144 kişi okuma yazma bilmiyor. Bu okuryazarlık sorununu bir an önce hal etmeliyiz. Yalnız sorun bununla bitmiyor, çünkü okuryazar nüfusumuz da az okuyor. Okumayı biliyoruz yani, mesele bunu bir kültürel motivasyona, bilince, sürekliliğe dönüştürmemek.
e- Kitap Okumalarında Artış Var
Dijital okumadaki gelişme bir ölçüde sevindirici. Ancak bu konudaki gelişmeler beraberinde bazı tartışmaları getirse de yayıncılar kâğıda baskılı kitapları önemsiyorlar ve “kâğıt kokusu” metaforundan vazgeçmiyorlar.
Örneğin, D&R’ın Nisan ayında Türkiye’ye getirdiği e-kitap devi Kobo ile son dönemde e-kitap okuma oranı yükseldi. D&R, Nisan ayından bu yana 5 bin 214 Kobo e-kitap okuyucu cihaz satışı yaparken Nisan-Temmuz ayları arasında 75 bin 188 adet de e-kitap sattı. Bilişim ve okuma kültürünü birleştiren bu sistem önümüzdeki yıllarda çok daha etkin bir biçimde kullanılacak.
Bu tablodan ders çıkarmalıyız. Başta aile kültürümüzü, eğitim ortamlarımızı ve sistemimizi, şehir yaşantımızı “okumayı” düşünerek yeniden biçimlendirmeliyiz. Ülkenin en temel sorunu, fikrin bilgiden önce gelmesidir ve bu masayı tekrar ayaklarının üzerine oturtmak için, bilginin fikirden önce gelmesi şart.
Verileri toparlayalım;
- Türkiye’de her yıl 45-50 bin başlıkta kitap basılıyor. Elektronik ortamda da 5-6 bin kitap yayınlanıyor.
- Basılan kitapların yarıdan fazlası (yüzde 58’i) ders kitapları.
- Yılda 15 bin dolayında edebiyat, 1.500 kültür ve sanat kitabı, 3 bin kadar dini kitap yayını var.
- Yaklaşık 1.800 yayınevi, 150 dolayında dağıtım kuruluşu ve kitap satan 6 bin kitabevi var.
- 200 sayfalık bir kitabın (telif hariç) 1000 adet baskısı yaklaşık 4-5 bin TL harcama gerektiriyor. Kitap satışlarında yüzde 8 KDV uygulanıyor.Devam Edecek.
https://www.ntv.com.tr/galeri/yasam/turkiyenin-en-cok-ve-en-az-okuyan-sehirler-hangileri-okuma-haritasi