Konteynır Esnaf Sorunsalı

Dostlar,

Bu yazımda yaşanan depremler sonucunda ortaya çıkan konteynır esnaflar ve yaşadıkları, gözlemlediklerim ve görüşmelerim sonucunda edindiğim sorunları yazmak istedim. Hangi esnafla konuşsam ‘’bir dokun, bin ah işit’’misali dertlerini, sorunlarını anlatıyor da anlatıyor. Konuşmak, anlatmak için adeta yarışıyorlar sanki. 

Neden böyle diye sorduğum da, derdimizi anlatacak kimseyi bulamıyoruz. Bizleri bu 21 metrekareye yerleştirdiler, gerisi hak getire. Tuvalet hijyeni yok denecek gibi, konteynırların çoğunda klima yok,  konteynırlar rast gele yerleştirilmiş. Tamam, anlıyoruz şartlardan kaynaklı sorunlar var ama çözüm için birlikte kararlar alabilirsek, daha iyi olacak diyorlar. Konteynır imalatları; PVC esaslı malzemelerden oluştuğu için kışın çok soğuk, yazında çok sıcak. Bu geçici çözümler biran önce kalıcı çözümlerle pekiştirilmelidir. İnsanların yürüyebilmesi için yolların uygun hale getirilmesi, araç parkları, internet alt yapısı, gibi sorunlarında dile getirilmesi gerekiyor.

Bazı alanlarda da tanıtım yapılması gerekiyor. Örneğin Ankara Çarşısı denilen (Eski Rus Pazarı) tekel arkasında oluşturulan konteynır çarşısı esnafı da, kimse burayı tanımıyor,[aylar oldu gelenler burayı yeni öğrendik diyorlar] Buranın tanıtımında yetkililerden destek bekliyorlar.

Aslında çözümler o kadar da zor değil. Sadece ortak akıllar oluşturacağımız çözümler daha kalıcı, daha yaşamsal olacaktır. Meslek örgütlerinden, ilgili odalardan, Maliye ve muhasebecilerden, KOSGEB ve banka temsilcilerinden, orda yaşayanlarla birlikte sesli düşünmeler yapılarak ortak çözümler üretilebilir. İnanın o zaman hem ekonomik hem de daha akılcı çözümler üretilecektir.

Zaten zor şartlarda hayatla mücadele eden bu esnaflarımızın işlerini kolaylaştırmak, bizlerin hem resmi hem de vicdani görevlerimiz olsa gerek. Biz bu kadar yaptık, daha ne istiyorlar anlayışı çözümsüzlüktür. Vatandaşa da devletimize de bir şey kazandırmaz. Devlet babadır bu zor günlerde yanımızda olmalıdır.

Tabii ki sadece devlete işi ihale etmekle olmaz, vatandaşlar olarak bizlerde kent esnaflarımızı desteklemeliyiz. Alış verişlerimizi internetlerden, telefondan v.b gibi yerlerden değil de şehir esnaflarımızdan yapmalıyız. Şehir esnaflarımız da fırsatçılık yapmadan, ticari etik kurallarına uygun davranmalıdır.

Sevgili dostlar, ben gördüğüm, yaşadığım sorunları dile getirmeye çalışarak hem vicdanımı rahatlatmaya hem de vatandaşlık sorumluluğumu yerine getirmeye çalıştım. ‘’İnşallah gökten üç elma düşerde,  biri beni bulur.’’ Gibi algılanmaması dileklerimle…

Saygılarımla…