Kovboyun Komedi Savaşı

1943 Kahire konferansında, İncirlikte bir Hava Üssünün kurulması kararı alınsa da, II.Dünya savaşı sebebiyle yapımı ertelenen üssün, ABD Mühendisler Kolordusu tarafından yapılmaya başlanması, Türkçe ezanın Arapça okunması vaadiyle ülkeyi on yıl yöneten Menderes’e nasip olmuştur.1952 de yapımına başlanan Adana Üssü, başlangıçta ağır bombardıman uçaklarının acil evreleme yeri olarak planlanmış olsa da zaman içeresinde yapılan yeni anlaşmalarla, içerisinde nükleer silah dahi bulundurulan, ABD üssüne dönüştürülmüştür. Türkiye’yi içinde olduğu uçak projesinden çıkaran, projeye yatırdığı paraların üzerine çöken, hava sahasını korumak için talep ettiği füzeleri kendisine satmayan bu müttefikinin Türkiye topraklarında 16 tane üssü bulunmaktadır. Ülkemizin birçok yerinde kurulan bu üslerle ilgili bildiğiz tek şey mülkiyetlerinin Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğudur. Üsteki görevlilerin dışardakileri denetlediği kadar devletin içerisini denetleyemediği bu üsler sayesinde, ABD bulunduğumuz coğrafyayı tam bir kan gölüne çevirmiş özellikle de Körfez Savaşında tereyağından kıl çeker gibi komşumuz Irak’ı işgal etmiştir.

Evli kadınlarla yaşadığı ilişkilerinin pek konuşulmadığı Menderes’ten, muhafazakarların kahramanını yaratan Birleşik Devletler, yarattığı bu figürün izin verip inşa ettiği üs sayesinde, yüzyıla yakın zamandır Arapça ezanın hiç susmadığı Müslüman coğrafyasındaki kadınların ırzına geçiyor. Orta Doğuda başarılı bir şekilde uyguladığı bu strateji ile; Irak, Suriye, Libya, Filistin, Mısır ve daha birçok ülke kurtarıcısı tarafından emperyalist güçlerin maşası haline getirilmiştir. Müslüman ülkelerin kurban derilerini toplayıp ilk okuldaki çocukların dahil harçlıklarını bağışladıkları Filistin devletini 35 yıl kahramanca savunan Arafat, Fransa da tedavi gördüğü hastane de öldükten sonra 4-5 Milyar dolarlık servetinin nasıl paylaşılacağı çok konuşulsa da nasıl kazandığı nedense hiç kimsenin aklına gelmemişti.

Yarattığı kahramanlık hikayeleri ile dünyayı parmağında oynatan Amerika, Müttefiki AB’yi’ yanına alarak, Rusya’yı da bir komedyan ile dize getirme çabasında. Istediği gibi iç işlerine karışamadığı, ekonomik yaptırımlarla tehdit edemediği ve güvenliğini sağlama bedeli olarak milyarlarca dolar haraç alamadığı Rusya’ya da müdahale etmek, muhtemel olumsuz sonuçlarına geniş bir coğrafyayı ortak etmek için, Rusya’nın asla kabul etmediği NATO komşuluğunu dayatmaktadır.1991 Yılında bağımsızlığını kazanan Ukrayna’nın NATO üyeliği Ukrayna’nın kendisi dahil hiç kimsenin hedeflediği bir ortaklık olmamıştı. Her ne hikmetse 2015 Yılında Ukrayna da “Halkın Hizmetkarı” diye bir dizi başladıktan sonra dizideki bir komedyan halk tarafından çok seviliyor ve 3 yıl sonra yapılan seçimlerde %75 Oy alarak dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir başarı elde ederek ülkeyi yönetmeye başlıyor. Ukrayna, 41 Yaşında genç bir Cumhurbaşkanı seçince NATO Genel sekreteri Ukrayna’nın NATO üyesi olması gerektiğini, ABD Başkanı biden de Ukrayna’nın NATO üyeliği için çok çalışılması gerektiğini dile getirmeye başlıyorlar.

Ortadoğu’yu çıkılmaz bir enkaza çeviren ABD, dünyanın birçok yerine el atmak buralarda sömürgeler kurup silah satmanın yollarını ararken kendisine tehlike olarak gördüğü birkaç ülkenin başında gelen Rusya’ yı, yanı başındaki Ukrayna da bu komedyanın eliyle bir bataklık oluşturup, orda kuracağı NATO üsleriyle durdurma düşüncesinde. Putin defalarca NATO ile sınır komşusu olmak istemediğini dile getirse de şu anda keyfe keder savaş başlatan bir Putin bize tanıtılmaktadır. Bir tarafta kan emici Putin karşısında askeri kamuflajını giymiş halkıyla cephede savaşan bir halk adamı. Volodimir Zelenski koltuğa bir tiyatro sayesinde oturduğu için hiçbir zaman senaryonun dışına çıkmayı akıl edemeyecektir maalesef. Bir devlet başkanının görevi cephede savaşmak değil güçlü politikalar üretmektir. Karşısındaki Putin’in ya da kendisini bu enkaza sürükleyen Biden’in bir tek askeri kamuflajlı fotoğrafı var mıdır? Güçlü bir yönetici olmak için güvenliği kendin sağlaman gerekmiyor güçlü güvenlik sistemleri kurmak gerekirken, kendisi ABD ve Avrupa’nın güvenliği için komşusu Rusya ya karşı cephede en ön safta savaşıyor.

Ukrayna’nın AB ve NATO’yu benimseyip bu gücün içerisinde olmak istemesi elbette ki en tabii hakkı olsa da günümüz dünyasında devletler gücü kadar hak sahibidirler. Ukrayna’ya pişi pişi yapıp o’nu Putin’in önüne atan da güçtür, Putin’e Kırım’ı ilhak etme hakkını veren de yine güç ve kudrettir. İbni Haldun’un “Coğrafya Kaderdir” düşüncesinin tamda tecelligahındayız. Taktir edersiniz ki kader de birilerinin yaşaması için yazılır. Ya bölgenizin kaderini yazacak gücü elde etmek için çalışırsınız ya da size yazılanı yaşarsınız.

Kısacası Dünyanın neresinde olursa olsun, Haklı ya da haksız gözetmeksizin bütün savaşlarda kaybeden çocuklar ve onların gelecekleri oluyor. Savaşların durdurulması, kalıcı barışların sağlanabilmesi savaşan taraflardan birini kahraman ilan edip sözde destekliyormuş gibi yapanların safında yer almakla asla olmayacaktır. Bütün dünyayı, at oynatabileceği çiftliği olarak gören kovboyun, dünyayı sirke çevirmesinin bir bedeli olacağı bilinirse belki savaşlar tamamen bitmez ama en azından şimdiki gibi kolay kolay başlamaz.