Malatya’nın Akçadağ ilçesinde Levent Köyü’nün yakınlarında bulunan bir vadidir. Yeni yeni keşfedilmekte ve gözler önüne serilmektedir. Malatya’nın önceki valilerinden Ulvi Saran kaliteli proje üreten projelerini de hayata geçirmesini bilen ufku geniş bir yönetici idi. Beydağını keşfetmiş. Kayaları oyarak oyuklara toprak doldurarak ağaç yetiştirmiş, Malatya ile alakalı kitaplar bastırmıştı. Ayrıca; Levent Vadisine de seyir terası yaptırtarak gündeme getirmişti. İyi ki Levent Vadisi keşfedilmiş. İnsanların gözü önünde bulunan 240 metre yükseklikteki bu vadi nasıl olmuştu da gözümüzden kaçmıştı. Levent Vadisi seyir terası ile gündeme geldi, gün yüzüne çıktı. Valimizim çalışma ömrü yetse idi Beylerderesi vadisini de vadi olarak düzenleyecekti ama olmadı. Vadiyi gölet yaptılar. Sıra villaların yapımına geldi. Ne ise gelelim Levent vadisine,
Proje yapmak kolay bir iş değildir. Ben yaptım oldu demekle olmaz. Projen yerli yerine oturacak, geçmişten kopmayacak, doğa ve çevre ile uyumlu olacak, orta yerde sırıtmayacak, eksiklikleri giderecek, halktan kopuk olmayacak. Proje dediler Kernek Kaynağını yer altına verdiler, mesire alanını meydana çevirdiler. Proje dediler; Beylerderesi vadisindeki ağaçları kestiler biçtiler vesaire.
Levent Vadisi 28 km uzunluğunda 240 metre yüksekliktedir. Altı camlarla kaplı seyir terası da bulunmaktadır. Artvin’liler de 220 metre yükseklikte bir seyir terası yapmışlar ve en yüksek seyir tepesi olarak ilan etmişler. Levent vadisindeki seyir tepesini gözden kaçırmışlar her halde. Levent Vadisinin bulunduğu alanlar denizlerle kaplıymış. Bunu bulunan fosillerden anlıyoruz.
Vadide: of road gösterileri(Arazi arabalarıle engebeli parkurlarda yapılan yarış),slacklıne(ipte yürüme ve cambazlık) , yamaç paraşütü,trekkink( dağlarda ormanlarda spor amaçlı yapılan yürüyüş, kaya tırmanışı, foto safari (fotoğraf çekmek için yapılan gezinti) yapmak mümkündür. Yani doğa sporları için Allah lutfetmiş bu hazineyi Malatya’ya bahşetmiş. Buraya yüzde 60 civarında yabancı, yüzde 40 civarında ise yerli turist geliyormuş. Malatya’lıların yüzdesi ise ne kadar bilemiyorum. Yav kardeşim vadi Malatya’ya 60 km. Çoluk çocuğunu al bir gün sen de soluklan. Vadinin yaşını da söyleyeyim şaşırmayasınız ha! Tamı tamına altmış beş milyon. Orada bulunan mağara sayısını ne sen sor ne ben söyleyeyim.
Altı cam olan seyir terası ayrı bir alem. Bende yükseklik korkusu olduğundan cam bölmeye güçlükle gittim.
Malatya haberlerini günü gününe takip ederim. 27 Eylül 2018 günü Levent vadisinde etkinliklerin başlayacağını duymuştum. Yeğenim Özlem
-Dayı bir yerlere gidelim deyince. Seyahatimi bir gün uzatarak Levent Vadisi etkinliğinin ilk günü gitmeye karar verdik. Yeğenimin oğlu yiğidi de yanımıza aldık. Çok güzel ve doyurucu proğramlar vardı. Bir tarafta kazanlar kaynıyor, yemekler yapılıyor, bir taraftan çaylar dağıtılıyordu. Herhalde Akçadağ pilavı pişiyor dedim. Amma velakin bu gün kısmetimize kıymalı makarna düşmüş. Buna da şükür dedik. Akçadağ pilavımızı da Akçadağ’da yemeye karar verdik.
Dağ bisikleti yarışmaları başladı. Yarış devam ederken haydi seyir terasına gidelim dedik, Seyir tepesinden ipte yürüyen iki bayan ve bir erkeğe rastladık. Tam Fransadan kalkıp gelmişler. İki türlü ip germişler birisi gevşek diğeri de sallanmayan. 240 metre yükseklikteki ipin üzerinde yürümek mangal gibi yürek ister.
Ben kendi adıma etkinliği çok güzel buldum. Teşekkürler Akçadağ Belediye Başkanı Ali Kzgan’a bu işi çok güzel organize ettiği için. Tabii ki kendisine destek olan kurumlar ve kuruluşlar mutlaka vardır. Çay ve yemek bile beleş.
Seyir terasında bir şeyler yudumlarken Fransız ip cambazları da seyir tepesine varmışlardı. Fotoğraf çekme aklıma geldi. İngilizcem çok kıt olduğundan türkçe fotoğrafınızı çekeyim mi? dedim Maşallah çok zekiler hemen anladılar. Yiğidi de bayanların yanına koydum. Çocuğu çok sevdiler bayan cambazın biri Yiğidi kaptığı gibi kucağına aldı. Tabii ki bana şipşaklamak düştü.
Burası slacklıne açısından çok önemli bir yermiş. Hatta: Cambazlardan İsviçre’li Samuel Volery vadide 240 metre yükseklikte 210 metre yürüyerek gevşek ipte Dünya rekoru kırmış. Yeni bir deneme daha yapacakmış. Bu defa 300 metre yürüyecekmiş. Gevşek ipte yürümek çok daha zor olmalı. İp durmadan sallanırken yürümek çok daha zor ve heyecanlı olmalı.
Buradan erken ayrılarak pilav yemek için Akçadağ’a gittik, ne çare ki pilav yerine havamızı aldık. Akçadağ lokantalarında Akçadağ pilavı yok, şaşırdık kaldık. İnanası gelmiyor insanın. Şeytan Çarşısında sadece birer çay içtik.
Akçadağ Belediye Başkanına ve bu etkinliğe katkıda bulunanlara tekrar teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar var olsunlar. Sayın Ulvi Saran’a da teşekkürler projeyi başlattığı için. Hatta: Buranın jeopark olmaya çok uygun olduğunu açıklayarak, jeopark tesisi yapılacağını, yürüyüş yolları yapılacağını, spor tesisleri yapılarak vadinin daha da güçlendirileceğini açıklamıştı. Bu önerilere de kulak kabartalım. Dağ yürüyüşü dediğimiz spora bir ara merak sarmıştım. En güzel ve sağlıklı bir alan. Bu sporların Türkiye’de çok yaygın olmasına rağmen Malatya’da yaygınlaştırılmasını ve trekkink ekiplerinin kurulmasını çok arzu ediyorum. Sayın Ulvi Saran buraya bir jeopark tesisinin kurulacağını açıklamıştı. İnşallah gerçekleşir. Ayrıca benim de bir önerim var. Bu alanın uygun yerlerinin Akçadağ meşesi ile ağaçlandırılması ve de Akçadağ’da Akçadağ pilavı.