Malatya'da "divaneler" baş tacı edilir. Anadolu halkı, özellikle Malatya'da, onları birer değerli varlık olarak kabul eder. Bu anlayış, Malatya'nın sokaklarında zamanla efsaneleşen, halk arasında "Haceli" olarak bilinen bir figürü doğurmuştur.

Haceli: Saflığın ve Doğallığın Simgesi

Haceli, Eskimalatya'nın sevilen bir karakteriydi. Malatya, Arapgir, Arguvan, Hekimhan ilçelerinin köylerinde yaşayan herkesin tanıdığı, sevdiği bir insandı. Haceli'nin hayatı boyunca kimseye zarar vermemiş olduğu ve kendi halindeki yaşam tarzıyla dikkat çektiği biliniyordu. O, Malatya’dan Arguvan, Arapgir ve Hekimhan yolu güzergahında, özellikle söğüt ağaçlarının gölgesinde, yol kenarlarında beklerdi.

Haceli’nin kendine özgü bir varlığı vardı. Üzerinde çizgili zıbını, iri vücudu ve yalın ayaklarıyla, yaz kış demeden yolda bekleyen, sadece gözlemleriyle halkına huzur veren bir insan olarak tanındı. Bu yalnız hali, ona halk arasında manevi bir değer kazandırmış, "Haceli şansı" ifadesiyle halk arasında sıkça anılmasına yol açmıştır.

Bayramımız kutlu olsun Bayramımız kutlu olsun

Haceli’nin Manevi Rolü ve Yönlendirici Gücü

Haceli, halk arasında adeta bir sigorta gibiydi. Özellikle yola çıkan araç sürücüleri, Haceli’yi gördüklerinde ona para vererek, yolculuklarının sağ salim geçmesi için dua alırlardı. Birçok kişi, Haceli'nin eline para verirken, onun şifa veren gücünden de faydalandığını düşünürdü. Bu, Anadolu kültüründe "divane" olarak görülen kişilerin, halkı manevi olarak yönlendiren, koruyucu bir role sahip olduğu inancını pekiştiriyordu. Haceli’nin pek çok menkıbesi de bu tür manevi etkilerle şekillenmişti.

Haceli’nin Ölümsüz Anıları

Haceli, sadece Eski Malatya’nın değil, Malatya'nın geneline mal olmuş bir simgeydi. Onunla ilgili anlatılan menkıbeler arasında en dikkat çekenlerden biri, Haceli’nin Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında orada olduğu iddialarıdır. Bazı Malatyalılar, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nda Haceli’yi rüyalarında Türk ordusunun önünde savaşa katılırken görmüşlerdi. Haceli'nin öldükten sonra bile etkisi devam etti. O kadar ki, vefat ettiğinde onu yıkayan hocanın sağ omuzunda bir kurşun yarası gördüğü söylenmiştir. Bu menkıbeler, Haceli'nin sadece bir "deli" değil, aynı zamanda halk arasında büyülü bir koruyucu figür olduğunun da göstergesiydi.

Haceli'nin vefatından sonra Malatya-Sivas karayolunun güzergahının değişmesi ve Kırkgöz Köprüsü'nün su altında kalmasıyla birlikte, onunla ilgili anılar daha da derinleşti. Malatya halkı, onu hatırlamak için yıllar sonra da "Haceli şansı" gibi deyimlerle ona atıfta bulunur.

Bir Divanenin Efsaneleşen Yaşamı

Haceli'nin yaşamı boyunca sahip olduğu bu eşsiz özellikleri, Malatyalılar tarafından her zaman hatırlanacak ve anılacaktır. Haceli, hiçbir zaman lüks içinde yaşamamış, fakat halkına huzur ve güven vermiş, manevi bir lider gibi kabul edilmiştir. Bu nedenle, o sadece Malatya için değil, Anadolu'nun birçok yerinde benzerlerine rastlanan "divane" figürlerinin sembolü olmuştur.

Haceli’nin yaşamı, halkın değerler sistemi ve inançları hakkında önemli ipuçları verir. Birçok insan ona, içindeki saflık ve iyiliği hatırlatarak, "Sen de Haceli şansı var oğlum" diyerek yaşamaktadır. Haceli'nin hikayesi, Anadolu'nun kadim geleneğinde, saf ve masum insanların, toplumun değerli bireyleri olarak kabul edilişinin bir örneğidir.

Kaynak: Fikri Demirtaş

Muhabir: Sara Subaşı