Şöyle bir düşündüm dünden bugüne Malatya’mızda ne insanlar geldi geçti. Çocuk yaşta bu yana Malatya’da esnaflık yaptığım için bizim çocukluğumuzda bu yana eski esnafların aşağı yukarı çok sayıda esnafı tanıma şerefine nail oldum. Mesleğim Aşçı olduğu bir kısmının da düğün yemeğini yaptım o şekil tanıdım. Önceleri düğün salonları bu günkü gibi yaygın olmadığı için bahçeli evlerin bahçesinde odunla pişirirdim düğün, mevlit, davet yemeklerini tabi ki yakın köylere özellikle ilçelere de giderdim bazı zamanlar. O sırada Malatya’nın ilçelerinin özelliklerini güzelliklerini görme şansımız da oldu. Ayrıca köylere de gittim köylerinde büyük bir bölümünü tanımış oldum. Bizim Malatya’mızın yerlisi olan esnaflar gün geçtikçe azalıyor. Eski esnafların bir kısmı İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlere göç ettiler işleri rast gelsin Allah selamet versin. Bunun yanında bizim şehrimiz en fazla göç alan şehirlerin başında geliyor. Bu son yıllarda önemli ölçüde göç alıyor Malatya o bakımdan yavaş yavaş yabancı esnaflar iş yeri açmaya başladı. İş yerlerinin levhasında değişik isimler görmekteyiz. Bu da hamd olsun gün geçtikçe Malatya gelişip ileri gitmekte Malatya’da göçüp giden esnaflarımızın da büyük çoğunluğu işini büyütüp gittiler kendi memleketiyle irtibatları devam ediyor. Malatya’ya tayını çıkan memurlarda emekli olunca birçoğu Malatya’ya yerleşiyor. Böylece nüfuz artmaya devam ediyor. Bana göre Malatya’da yaşayan herkes Malatyalı sayılır. İnsanların varlığı bizim için bir kazanç. Bazen şöyle kelimeler duyuyoruz dışardan Malatya’ya göçüp başka illerden gelenlerde Malatya’yı beğenmediğini söyleyenler oluyor işte o kelimeler bizi derinden üzüyor. Malatya medeniyetin beşiği önemli bir şehir bunu herkes gayet iyi biliyor. O bakımdan vefalı olmak lazım yaşadığımız Memlekete minnet duymamız lazım bizim kayısı diyarı her yanı yemyeşil Malatya’mız cennetten bir köşe hamd olsun. O bakımdan herkes hakkımıza razı olup kardeş gibi geçinip gideceğiz. Haniye eski esnaflarda kaç kişi kaldı bizden biraz önce gelenler vadesi yetince birer birer göçüp gittiler gerçek olan âleme iyi düşünen dünya malı için haksız yere insanları kırmaz fakat maalesef dünyalık üç kuruş için yalan söyleyenler insanları kıranlar zaman zaman çıkıyor. Eski esnaflar daima şunu söylerdi yalanın, haramın binası olmaz derlerdi. Kalanlara Allah selamet versin göçüp gidenlere de Allah rahmet etsin diliyorum. Helal kazancına her insan haram katmaz bile bile inşallah. Örneğin bire alıp beşe satarsan ne kadar helal olur onun tarifi belli aşağı yukarı ülkemizde yaşayıp esnaflık yapan aklı başında olan herkes biliyor. Alemlere rahmet gelen Peygamberimiz Muhammed Mustafa hadisinde anlatmış bizi aldatan bizden değil demiş. O bakımdan ürün alıp satarken konuşurken yalan söyleyip insanları aldatan belki dünyalık üç beş kuruş kâr edip kazanç sağlar fakat farkına varmadan en büyük zararı kendisi görür yani insanları aldatan kendisini aldatır. Yarın huzuru mahşerde hesap verecek. Birde bu dünyada da insanları kandırıp pahalı satanın kazancının bereketi olmaz. Hani derler ya temelsiz binaya benzer Allah cümlemizi yalancılardan korusun. Bizi bizden iyilerle karşılaştırsın diliyorum. Allaha emanet olun Malatya’mızın kayısısını anlatan beş dörtlüğümü sizlerle paylaşayım. Saygılarımla.
Kayısılar sarı sarı,
Sarmış bizim diyarı,
Dillere destan olmuş,
Sarı kayısı döneri.
Kayısı pazara gelmiş,
Pazarın yüzü gülmüş,
Malatya’nın kayısısı,
Dertlere deva olmuş.
Kayısı fidanı narin,
Gözdesi bu diyarın,
Güneş gibi parlıyor,
Arasında dalların.
Malatya mişmiş dolu,
Olunca sulu sulu,
Tadını sorarsanız,
Kara kovanın balı.
Pınarlardan çıkıyor,
Kaya de su akıyor,
Kayısıyı görenler,
Dönüp dönüp bakıyor.
Osman KAYA