Toplumsal duyarlılık ailemden bana aktarılan bir değerdir. Ben de yıllarca bu duygu çerçevesinde göreve başladığım günlerde, hemen o zamanlar (çoğu insanın korktuğu) Eğitim-Sen sendikasına üye oldum. Atatürkçü Düşünce Derneğine Malatya'da üye oldum. Eymir Köyü Sosyal Yardımlaşma derneğine üye oldum yöneticilik yaptım. Yani hep toplumsal sorumluluğum gereği görevler aldım mücadele ettim. Neme lazım demedim. Bireysel davranmadım. Bazı insanlar gibi sıcacık evlerde oturup bol keseden atarak onu bunu yargılamadım. Bilerek eleştiri demiyorum. Çünkü eleştirinin özünde yapıcılık olumluluk vardır. Şimdi sormak istiyorum, sosyal ve siyasi mücadele başka nasıl yapılır?
Bunlardan hareketle neme lazımla ilgili 500 sene önce yazılmış, Topkapı Sarayı’nda halâ sergilenmekte olan mektubu kıssadan hisse alına diye paylaşmak istedim.
Kanuni Sultan Süleyman’ın aklına takılan ve onu yoran bir soru vardır.
Çok güçlü bir duruma getirdiği Osmanlı Devleti’nin akıbetini hayâl eder, günün birinde “Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı?” diye..
Bu sorunun cevabını almak için dönemin ünlü Türk alimi Yahya Efendi’ye Sadrazamını gönderir.
Sadrazam gider, sorar ve döner.
Kanuni;
“Ne dedi?” diye sorar.
Sadrazam;
“Neme lazım dendiği zaman!.” diye cevap verdi efendim der.
“ Başka bir şey söylemedi mi?” diye sorar Kanuni.
“ Hayır efendim. Bir tek bu cümleyi söyledi.” der sadrazam
Bu cevabı uzun bir süre düşünen Kanuni, sonunda ünlü alime mektup yazar, bunun ne anlama geldiğinin açıklanmasını ister.
“Çeşitli yorumlar yapıyorum, ama doğrusu nedir, onu ancak siz söylersiniz..” der.
Ve ünlü alim Yahya Efendi de bir mektup yazıp, Kanuni’ye gönderir.
Mektup şöyledir;
* Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzluk sıradan bir hale gelirse, işitenler de “neme lazım” deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse,
* Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse,
*Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse,
İşte o zaman devletin sonu görünür.
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır.
*Halkın güven ve itimadı sarsılır
*Asayişe itaat hissi kaybolur.
*Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması mukadder ve kaçınılmaz hale gelir..”
Neme lazımcılıktan uzak toplumsal duyarlılıkla hareket eden tüm dostlara selam olsun…
Saygılarımla…