OKUMANIN LOGARİTMASI

Okumak; hayata değer ve anlam katar…

Kelimelerin seslerini, desenlerini ve renklerini duymak ve görmek; insana iyi geliyor…

Matematikte büyük çarpmaları, bölmeleri, kök ve kuvvet alışları kolaylıkla yapabilmek için yararlanılan bir yol olarak tanımlanan “Logaritma” kavramı; “makro” düzeydeki işlemleri anlayabilmek için “mikro” işlemlere başvurmayı önümüze koymaktadır. “Okuma” eylemi, insanın tarihsel birikimi, bilgeliği, dünyaya ve evrene bakışı içeren metinlerden sonuçlar çıkartmamızı sağlar. Okumak ve yazmak bu büyük dünyaya dahil olabilmemiz için elimizdeki yegâne pasaportlardır.

Malatya İl Mili Eğitim Müdürlüğü olarak 30 lisede yürütülen OKU/YORUM Projesi kapsamında bir lisede, YAZARLIK ATÖLYESİ”nde genç yazar adaylarıyla bir araya geldik. Abdurrahman Hocayla birlikte şu sıralar proje kapsamındaki liselerimizde öğrencilerle söyleşiler gerçekleştiriyoruz. Okul müdürlerimiz ve proje sorumlusu öğretmenlerimiz de bu söyleşilerde bizlere eşlik ediyor.

Renkli, verimli ve güzel enstantaneler yakalıyoruz; atölye öğrencilerine bir ara :”Gençler niçin buradasınız?” sorusunu yönelttim. Bir birinden ilginç cevaplar vermeye başladılar. Sonra verdikleri cevapları, benim uzattığım bir A4 kâğıdına yazmalarını istedim. İşte o cevaplar:

 Ben burada kendimi buluyorum; bazen de aradığım huzuru...

 Ruhumdaki boşluğu kitaplarla ve yazdıklarımla doldurmak için bu atölyeye katılıyorum.

 Yazdıkça, içimdeki mutluluk artıyor; ondan…

 Farklı bakış açılarını görmek ve “hayat pencerelerimi” genişletmek için sanırım...

 Üretmeyi seviyorum; buraya gelince içimdeki güç harekete geçiyor; üretiyorum yani; benim için bulunmaz bir nimet!

 Arkadaşlarımla edebiyat üzerine konuşmak ve yeteneklerimi sınamak için…

 Okuma ve yazmaya ilişkin bilgi ve deneyim dağarcığımı genişletmek için…

 Bu karanlıkta kendi söküklerimi dikmek için olsa gerek…

 Okumak için burası bir sığınak; ondan…

 Yazmak beni rahatlatıyor; kanatlanıyor içimdeki duygular…

 Zamanı daha anlamlı hâle getirmeme olanak sağlıyor…

 Kendimi araya geliyorum; buluncaya kadar gelmeye devam edeceğim…

 Bu yolculukta bütün virajları artık kendim geçmek için buradayım ben…

Okuma eyleminin bu büyük dokusu içinde, herkes kendi cümleleriyle, kendi sözleriyle ve kendi bakış açılarıyla burada. “Kendilerini sınıyorlar, okuyorlar ve yorumluyorlar. Hayatı ilmik ilmik okuyorlar bu tezgâhta. “El emeği, göz nuru” kadar ince bir düşünceyle, derin bir sevdayla… Anlıyorum; bu sıraların kokusunu, kelimelerin sesini, kalemin büyüsünü… Yazmanın sabır ve incelik gerektirdiğini…

Okumanın da bir logaritması var; Makro plandaki hayatı anlamak için önce küçük şeylerden başlamak gerekir. Bir gümüş ustasının inceliği, hassas görüşü ve terazideki titiz tartısı bu atölyelerin de içinde olmalı elbette. Belki yazmanın bir formülü yok; ama yoları var, bu yollardan en değerli olanı yazmak için insanın kendini keşfetmesi; yani kendi üslubunu, dilini, kelime dağarcığını, edebi rengini bulabilmesi.

Başlamak, en zor aşamadır; sonraki zorlukları geçmenin sırrı bu başlangıçtaki sınamadan çıkan derslerdir. Her bir ders bir sonrakine eklenir. Demirin kendi tavında dövülmesi gibi, kelimeler ve dil kişinin tezgâhında yeniden şekillenir ve bir kıvam bulur. “Ustalık” onca deneyimin ve eleştirinin sonucunda ortaya çıkan “kendinden emin olma” hâlidir.

Zaman zaman yetkin, kendinden emin yüzlere, cümleler, değerlendirmelere rastlamak ayrıca beni hem şaşırtıyor hem de sevindiriyo6r. Uzun zamandır öğrencilerle konuşmanın özlemine de iyi geliyor doğrusu... Atölyelerimizden okuyucuları haberdar etmeye devam edeceğim…