Ekonomik,sosyal ve siyasal olarak yeterince gelişmemiş toplumlarda politika yapmak hem çok kolay,hem çok zordur.
Bizim ülkede bu toplumlara iyi bir örnektir.
Neden.
Önce zor olanından bahsedelim.
Politika, bireylerin toplumsallaşma sürecinde önlerine çıkan ekonomik,sosyal, siyasal,kültürel gibi nedenlerden kaynaklı sorunlarını toplumsal düzeyde çözmek için gösterilen bir faaliyettir.
Kimler yapar bunu.?
Tabii ki yine o toplum içerisinde yer alan ve o toplumun bir parçası olan bireyler.
Eğer;birey kendisinin de bir parçası olduğu toplumda kendi sorunlarını, toplumun sorunları ile bütünleştirerek,ona ortak bir çözüm üreterek kolektif (ortak) çözüm anlayışı ile politika yapıp sonuç almaya çalışıyor ise işi gerçekten zordur.
Yapılmaz mı.?
Yapılır,yapılmasına da bunun için önce o politikacının kendisini iyi yetiştirmesi lazım. Bunun için yine bu konuda önce kendisine güvenmesi sonrada parçası olduğu toplum bireylerine güvenmesi zorunludur.
Bu tarz çözüm ilk etapta zor ve imkansız görünebilir. Ama uzun vade de kesin sonuçlu toplumun ileriye dönük değişim ve dönüşümünü sağlayan bir yöntemdir.
Kişi başına milli gelirin yüksek olduğu gelişmiş ülke ve toplumların temelinde bu politik çalışma tarzı var.
Yani kısaca birey, kendi sorununu içinde yer aldığı toplumdan ayrı ele alarak politika yapmaz.
Burada politika bireyin toplumsallaşmış bir sorunlar yumağına çözüm bulma sanatı yada aracı olarak görülür ve kullanılır.
Gelelim bizde ve bizim gibi ülke ve toplumlarda kullanılan zormuş gibi gösterilen kolay ve basit politika yöntemine.
Aslında her seçimden sonra, her seçmen bunu bir anlamda formüle ederek dile getirir."hepsi de aynı."ve ya "ne fakları var." diye.
Bu tür politika da, politikacılar kendi sorunlarına kısa yoldan ulaşma ve çözüm bulmayı, kendi sorunlarını bir toplum sorunuymuş gibi öne çıkararak politika yaparlar. Bu politik çalışma sırasında kullandıkları en önemli araçlarda toplumun hayati ve yaşamsal temel ekonomik çelişkilerini dile getirip onlara çözümsel politikalar üretme yerine toplumun uhrevi(din,mezhep,etnisite,gelenek,görenek vs gibi.) yaşam alanı üzerinde giderek sonuç almaya çalışırlar.
Uzun vadede topluma pahalıya mal olsa da kısa vadede bireysel amaçlı oldukça etkileyici, sonuç alıcı mükemmel bir yol ve yöntemdir.
Bu yöntemin en belirleyici sloganı,"bizden,sizden,onlardan,sloganı yada söylemidir."
Bu yöntemi, bu toplumlarda sağ sol ayırt etmeksizin tüm politikacılar kullanır.
Bu yöntemi kullanan her siyasal ideoloji,parti ve parti temsilcileri,adayları bu amaca ulaşmak için önce kendi imkanları dahilinde bir bütçe oluştururlar.Tıpkı ticari bir işyeri açar gibi. O bütçe doğrultusunda politik çalışmalar yaparlar.
Bu yöntem, bu toplumların daha çok milliyetçi,muhafazakar, gelenekçi parti ve politikacılarının kullandığı bir yöntem olsa da bunların karşısında, solda örgütlenen parti ve politikacılarda kendilerini politik anlamda yeterice geliştirip donatamadıkları zaman bu politik atmosferin içinde politika yapmak zorunda kalırlar.Dolayısı ile seçimlerde adayların temel toplumsal programları,ne yapacakları veya yapamayacakları değil, adayların kimlik ve kişilikleri bu temelde öne çıkar ya da çıkarılır.
Dolayısı ile politikada temel amaç, toplumsal olmaktan çıkar bireysel amaçlara ulaşma aracı olarak görülür.
Tıpkı yaklaşmakta olan yerel seçim çalışmalarında yaşayıp gördüklerimizde olduğu gibi.
Dünyanın gelişmiş toplumlarının politikacıları gelişmişliklerini toplumsal temelli, toplumsal öncelikli politika yaparak toplumlarını ileri refah seviyesine taşıdılar.
Bizimkiler hala bireysel çıkar ve amaçlarını toplumun önüne toplum sorunuymuş gibi koyarak politika yapmaya devam ediyorlar.
Zannediyorlar ki nasıl olsa bunun kendilerine bir zararı dokunmayacak.
Halbuki tarih bunun böyle olmadığını gösteren binlerce örnekle doludur.