Siz Gerçeğin Peşine Düşün, Yalan Onların Olsun!

Sen sahip çıkmazsan başkası sahip çıkar. Sen işlemezsen işlerler…

Attığın tohumu, yeşeren fidanı, ektiğin toprağı, sevdiğin insanı, beslendiğin hayvanı sahipleniyorsun…

Listeyi uzatmak mümkün ancak bizim bu konuyu konuşurken bir türlü sayamadıklarımız var.

Gerçeklerden uzaklaşıyoruz gitgide. Biz öfkelerimize, nefretimize, kinimize, sevdiklerimize, bizim gibi düşünmeyenlere sahip çıkmıyoruz. Çıkmamız mı lazım? Evet

İnançlarımıza sahip çıkmıyoruz, inanmadıklarımıza sahip çıkmıyoruz. Çıkmamız mı lazım? Evet

Çıkmadığımızda kendimizi ya bir üfürükçünün ya da bir medyumun kollarına bırakıyoruz. Sonra bekle ki üflesin! Gerçeklerden uzaklaştıkça mutlu olacağımız düşüncesi dört tarafımızı sarıyor.

İşin iç yüzünün böyle olmadığını anladığımızda da iş işten geçmiş oluyor. Üfüren üfürüyor, kininizi, nefretinizi, öfkenizi sahiplenin derken kimse isyana kalkmasın…

Yaşanmamış gibi davranmaya çalıştığımız sıkıntılar içten içe bizleri yiyip bitirecektir. Kendi kendinizi tüketmeyin.

Kusun ne düşünüyorsanız. Varsın sizi sevmesinler. Varsın desteklerini çeksinler. Hayat size samimiyet kalburunu kaç kez kullandırır sanıyorsunuz. Çünkü Sahipsiz duygulardır. Kimse anlamaz sizi…Siz gerçeğin peşine düşün, yalan onların olsun.

Sayınız mı azalıyor? Bırakın azalsın. Size hakikatin göstergesi sayınızın çokluğu ile alakalı diyen olmadı ki… Hiç bir şey konuşmayarak, hiçbir şey yapmayarak iyi olduğumuzu zannediyor olabiliriz.

Hiçbir şey yapmayarak ancak ve ancak, hiçliğimizi ispatlayabiliriz. Korkmayın konuşun!

Öfkelerinizi, nefretlerinizi, kininizi, dilinizin kırbacı yapmak sizin elinizde. O, herkesin bahsetmesini istediğiniz iyiliğiniz aşırılığınızın önüne geçsin yeter…

Her Şey Gönlünüzce Olsun...