Veda

İçim vedalarla dolu. Yüreğim, limanda yüklerini yüklemiş bir gemi gibi. İçimde her zaman, yüreğine doğru yola çıkan gemiler olur. Benim denizimden senin deryana doğru savunmasız, tecrübesiz ve plansızca hareket eden gemiler. Karşı koyamıyorum. Ne vakit arkasından koşsam, bir süre sonra aradaki kara bağlantısı kopuyor. Yüzme bilmiyorum, bu yüzden, yollar son kara parçasında bitiyor. Çaresizce giden gemilerin geri gelmesini bekliyorum. Böyle zamanlarda, tarihi belirsiz nöbetlerim başlıyor. Her gün, her saat, gözlerim gemilerin geleceği yere takılıyor. Bazen pencere diplerinde, bazen soğuk dört duvar arasında bazen de sahilde ıssız bir bankta...

Gemilerin gelmediği bir tek an bile cehennem azabı gibi uzun sürüyor. Yolculuğun en kısası bile bir ömür gibi. Dedim ya içim vedalarla dolu. Vedalarla dolu bir yürek için kısacık ayrılıklar bile, bir çığ yaratabilecek kadar şiddetli olur. Artçı depremlerini ayrılık anlarında sismograflar yedi nokta dokuz şiddetinde ölçer. Gel gör ki hiç bitmeyecek bir yolculuğu ya da bir ayrılığı bu ölçekler kaç şiddetinde ölçer.

İçim vedalarla doldu ve dolmaya devam edecek. İçimde biriken veda havuzuna bugünlerde bir damla suyu da, can dostum sen döktün. Unutma ki çıktığın bu yolculukta yalnız değilsin. Elbette ki sana eşlik edenler vardır yahut olacaktır.

#Bünyamin Berker Yalnız Değilsin...