Corona virüs salgını, dünyanın gündemine oturduğundan bu yana, farklı bir açıdan bakarak, bu süreçte insanlığın içinde bulunduğu durumu duygularımla kaleme dökmek istedim.
Evet; insan hayatı şu anda koronadan önce ve koronadan sonra diye ikiye ayrıldı. İnsanlık eski günlerini özler oldu. Bunun yanında, bu pandemi süreci bir telaş içerisinde olan ve hırsla dünya’ya sarılan, büyüklük taslayan insana Yüce Rabbimizin de ifadesiyle ne kadar aciz olduğunu gösterdi.
Şöyle ki; gözle göremediği bir virüs karşısında, insanlık hayatını değiştirmek zorunda kaldı. Allah’tan dileğimiz en kısa sürede bu imtihandan bizleri kurtarmasıdır.
Ve yaşamın bir adım dışına çıkmak ne çok şey fark ettiriyormuş insana, kıymet bilmeyen biz, bazı şeylerin kıymetini onları kaybettikten sonra anlayabildik.
Her şey oldukça güzel giderken, bir anda hayatımızın, kesintiye uğraması hepimizi derinden etkiledi. Hal böyle olunca zihnimizdeki bütün düşünceler bir kenara çekildi ve yerlerini sadece sağlığımızla alakalı olanlara bıraktı…
Hepimizin bir anda belki de ölümle burun buruna gelip hayatı, yaşamayı, aldığımız her nefesi gözden geçirmeye başladık. Ben de bu süreçte üzerime düşen görevleri yapıp düşünmeye başladım. Acaba daha önce, özgürce yaptığım her şeyin değerini, bu kadar iyi biliyor muydum diye.
Hani kötü olaylar bazen, iyi sonuçlar doğurur, derler ya, işte bu olayda benim için kısmen olumlu sonuçlar doğurdu. Artık o kirli, dağınık düşünceler yerini düzene bırakmıştı. Ve beni kaybolmuşluk evresinden çıkaran bu acımasız virüse ilk ve son kez kendimce, teşekkür ettim belki. Umarım bu dönemde yaşadığımız sıkıntı, telaş eminim ki yerini tekrar huzura bırakacak.
Ayrıca, kontrol edemediğimiz her şey bizde, çaresizlik, güvensizlik ve dolayısıyla korku duygusunu yaratır. Bilinmezlik ve belirsizlik yaratır. Biz de bu yeni tanıştığımız virüsü tanımaya ve onunla başa çıkmaya çalışıyoruz.
Yani, covit 19 küresel bir tehdit oldu, insan olarak çaresizliğimizi hatırlattı. Sınır çizemediğimizi hatırlattı. Topluluk ilişkilerini tekrar gözden geçirmemizi sağladı. Sadece kendimizi korumak değil, bir başkasını korumanında önemli olduğunu hatırlattı. Korku, kaygı ve endişe ile tekrar tanışmamızı sağladı. Bu duygulara biraz saygı göstermemiz gerektiğini anlattı. Birimiz hepimiz için olduğunu öğretti. Geleceğe ait umutlarımızı çoğalttı…
Salgın başladıktan kısa bir süre sonra okullar, üniversiteler kapandı, uzaktan eğitim diye bir şey çıktı ortaya, böylece hep beraber uzaktan eğitimi öğrendik.
Kısacası; Daha önce hiç karşılaşmadığımız tüm dünya’yı felç eden, pandemi günlerinde hepimiz inanarak, sağlıklı olmanın en önemli şey olduğunu anladık.
Mutluluğun parayla pulla ölçülmediğini sağlıklı nefes almanın her şeye bedel olduğunu gördük. Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrendik.
Şunu da düşündük; Paramız, kas gücümüz, mallarımız zekâmız, aklımız, güzelliğimiz bizi bu virüsten koruyamayacak. Sadece basit bir maske ve fiziki mesafe koruyacak. İnanması zor geldi, başlarda ama iyice anladık, başka yolunun olmadığını…