Yazılan her cümlenin arkasında bir duygu, o duyguları oluşturan bazen acı bazen de mutluluk dolu olaylar vardır. Bu olaylar kimine göre sıradan kimine göre ilginç olabilir. Ben rahatsızlığından dolayı birçok fizik tedavi merkezi geziyorum ve her merkezde engeli olan birçok insanla tanışıyorum. Farklı insanların farklı dünyaları, her zaman birer tutam duygu katıyor duygu dünyama.
Bazen bir görme engellinin yaşadığı zorluğu dinlerken ben çok zorlanıyorum. Bazen bir işitme engelliye denk geliyorum. Ne ben onları anlıyorum ne de onlar beni anlıyordu. Onlarla iletişim kurmak için işaret dilini öğrenmişliğim var. Down sendromlar, otistikler, iletişim zorluğu çekenler, daha ilerisi etrafındaki insanlara zarar veren zihinsel engelliler. Bir de bedenindeki engelin, ruhuna derin yaralar açmış ortopedik engelliler var. Bunlarla beraber ruhun çöküşünü yaşayan bazı aileler var. Bazı demek istiyorum çünkü çoğu aile umursamıyor.
İçimde biriken bu acı yaşam parçaları, bir gün Lale (Naile Altuntaş) ablamın, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin web sayfasında 10-16 Mayıs engelliler haftası münasebetiyle yayımlamak için şiir yazmamı istedi. O zaman birikmiş bütün duygularım cümle olup dizelere döküldü.
O sıra Zülfü Livaneli hocamdan da bu şiiri okumasını istedim. Okuyup engelliler için destek verdi. YouTube Zülfü Livaneli sayfasında engelliler haftası şiiri bulunmaktadır.
Yeniden Öğrenmek (27Nisan2020 – Pazartesi)
Yardım isterken merhametsizliğin acıyarak bakan gözlerini,
Dostluk beklerken, ötelenmenin riyakâr yüzünü öğrendim ben!
Konuşmak isterken, susturan cümlelerin aciz kelimelerini,
Herkese ve her şeye rağmen yıkılmamış dünyamı öğrendim ben!
Güneşin rengini değil sıcaklığıyla tenimi okşadığını,
Bulutların rengini değil yağmuruyla serinlettiğini öğrendim ben!
Kuşların rengini değil kanatlarıyla özgürlüğü anlattığını,
Gözlerim görmese de dünyamın karanlık olmadığını öğrendim ben!
Çocukların bağrışları değil, çiçeklerin gülücüklerini,
Müziğin melodilerini değil, yüreğimin sesini dinlemeyi öğrendim ben!
Acıların korkunç haykırışlarını değil, kelimelerin çığlıklarını,
Kulaklarım duymasa da dünyamın sessiz sedasız olmadığını öğrendim ben!
Yaşadığın zamana iz bırakmak için adım atmaya ihtiyaç olmadığını,
Mutluluğa gitmek için sadece saf vicdanın yeterli olduğunu öğrendim ben!
Rüzgarın güzelliğini anlamak için koşmanın gerekli olmadığını,
Ayaklarım olmasa da dünyamda yollarımın olduğunu öğrendim ben!
Acılardan kaçarak saklanmak yerine acımı severek çekmeyi,
Her şeyi bildiğini sanan kibirli insanların yanında tevazulu olmayı öğrendim ben!
Cesaret adı altında çok konuşmak yerine korkularımla yüzleşmeyi,
Aklı kıt deseler de benim dünyamdaki Ben'in çok akıllı olduğunu öğrendim ben!
Fatoş Karaoğlu – 10 Temmuz 2022 - Malatya