YOL ARKADAŞIM, KEMAL DENİZ: EFSANEDEN GERÇEĞE, SARIKIZ (2020)

Yol arkadaşım Kemal Deniz’in altıncı şiir kitabı Sarıkız. Geçtiğimiz aylarda yayımlandı. (Ritim Yay., İstanbul 2020,198 s.) Sarı rengin hakim olduğu sade bir kompozisyonla bezenmiş zarif bir kapakla sunulan kitabın içerisinde neler var? Şimdi bunlara bakalım. Deniz’in Söz Başı’ndan sonra, kendileri de şair olan Hadi Önal ve Metin Özer (Birfani)’in, iki değerli dostumun tanıtım yazıları bulunuyor.

Deniz’in bir kaçı serbest kalanı geleneksel tarzda yazılmış 150 civarında şiirine yer verilmiş. Bu yazımda Araştırmacı-Yazarlık ve gazeteciliğin yanı sıra şairlik kudretine de sahip olan yol ve çalışma arkadaşımın bu yönünden söz edeceğim.

Kitaba, “Sarıkız’ın nişanlısı vatan savaşından dönmeyince sevdasını tarihe kaydetmek için çeyizi ile yaptırdığı pınar ın resmi desteklenmiştir. (s. 175)

Kitaba adını veren bölüm, Sarıkız Köyü Destanı ile başlıyor. Şair, Almanya’daki kardeşi İsmet’e köyünden haber vermek için “Haberin var mı?” nakaratıyla biten19 dörtlük sıralayarak kendi gözlemlerini aktarır:

Sorma defineciler bu yıl hepten azdılar,

Bir gece Sarıkız’ın mezarını kazdılar,

Baş taşını kırarak duvarını bozdular,

Toprak olmuştu içi boştu haberin var mı? (179)

Bu dizeler aslında Sarıkız efsanesini sonunu anlatıyor.

Ardından Sarıkız’a seslenilen 9 şiir geliyor. Sarıkız Köyünden Haberler’le yola devam eden şair, Sarıkız Pınarı/Çatal Pınar ile bölümü noktalıyor:

Yaradan emretmiş ‘Suyunu dağıt’,

Onu anlatmaya yetmez ki kağıt,

Üstüne söylenmiş onlarca ağıt,

Hikâyesi gönülleri yakıyor. (192)

Bu bölümde mitoloji ve efsane kahramanı Sarıkız ile dertleşen şair, aslında kendi duygularını terennüme vesile olduğu için sık sık O’nu anıyor. O’na sesleniyor, O’na duygularını aktarıyor:

Şu fani dünyada gözüm kalmadı,

Sosta söylenecek sözüm kalmadı,

Aynaya bakacak yüzüm kalmadı,

Gayrı düşün hallarım Sarıkız (187)

Şair, Leyla’dan Mevla’ya ulaşan Mecnun misali, sonuçta “Bir” liğe ulaşmış; Sarıkız’ın da işlevi sona ermiştir:

Dipsiz kazan olan gönlümü açtım,

Yerden göğe akan rahmeti içtim,

Sanma dücihanda senden vazgeçtim,

Sonunda Bir oldu aşkım Sarıkız (189)

Kitabı oluşturan diğer şiirlere gelince, bunlar kendi türünde sevda güzellemeleri ve taşlamalardan oluşuyor. Halk şiiri geleneğine uygun biçimde 8’li ve 11’li hece ölçüsü kurallarına uygun olarak dörtlükler halinde örülmüş bu metinlerde Kemal Deniz, gah deniz olup kabarıyor, gâhi de kemal sıfatına bürünüp duruluyor.

Bazan dar-ı fenaya gitmiş eski dostlarımızı anıyor; Buralardan Bir Fehmi geçti Fehmi Kolçak’ın aziz anısına adanmıştır. (65) Bazan da çakallara seslenen bir bozkurda dönüşüyor. (Çakalname,66-67;Namussuz, 132-33). Aslında O’nun amacı bizlere öğüt vermektir:

Ellezoğlu derdim düştü derine,

Gör alemde neler gelir serine,

Dünyada ecel şerbeti yerine,

Ballı süt içilmez bilesin gardaş (153)

Şimdi Kemal Deniz’den söz ederken Ellezoğlu kimdir diye merak edenler vardır. Ellezoğlu; Deniz’in bazı şiirlerinde kullandığı mahlasıdır. Karacaoğlan, Köroğlu, Kuloğlu, Dadaloğlu gibi. Deniz de Ellezoğlu diye kendisine ve bizlere hitap ediyor:

Ellezoğlu aşk gönülde tek pişer,

Yiğit bin yıl yaşar fırsat bir düşer,

Sora sora varan dağları aşar,

Ne denli sarp olsa isyan gerekmez diyor. (173)

Şair sadece hasret ve gurbet burcunda dolaşacak değil ya, çoğu zaman da hikmet burcundan sesleniyor dünyaya:

Akıl ile fikir kimde bilinmez ,

Deli olunmadan veli olunmaz.

Dünya alem gözlerinden silinmez,

Adam süzer Hekimhan’ın delisi (113)

Hakim Bey’e seslendiği şiirde Karakoç gibi, Ellezoğlu yani Kemal Deniz de şikayetimizi arz ediyor. Eee, ne de olsa büyüklerimiz herşeyi daha iyi bilirler:

Ben Ellezoğlu’yum karışık başım

Mihmana helaldır ekmeğim aşım

Böyle insanlarla asla yok işim

Hiç inanma fortasına hakim bey.(111)

Dili kendisine yakışacak biçimde kullanan Deniz, çoğu zaman yöresel kelimeleri de metne sindirerek Türkçemize katkıda bulunuyor. Onu zenginleştiriyor;

“Çakalsız bük olmaz dinlersen beni “ (120) dizesinde “akarsu kenarında bulunan dönemeçli arazi” anlamındaki bük kelimesini başarıyla yerinde kullanmıştır.

Sonuçta, Kemal Deniz aşktan gelir aşka varır. Hepimize Allah, aşka varmayı nasip eylesin:

Rahmet gökten yağa yağmur,

Bütün seller aşka varır,

Tohum yeşil, toprak çamur,

Bütün güller aşka varır.

Ey Allah’ın garip kulu,

Fani dünya dertle dolu,

Bilesin ki Ellezoğlu,

Bütün sallar aşka varır. (115)

Şair en başta bizi şu dörtlükle karşılamıştı:

Al hançeri yar bağrımı kanasın

İç kanımı iç ki aşka kanasın

Bu bir temennidir intizar sanma

İstemem ki yad ellere kanasın. (23)

Biz de aynı dizelerle yazımızı tamamlayalım. Dostluk, kardeşlik, ağabeylik bunları gerektirir.

Kırk yıllık şairden güzel şiirler okumak bizleri mutlu ediyor. Umudumuzu ve inancımızı biliyor.

Kemal Deniz’in yeni eserlerini ve Toplu şiirlerini bir kitapta görmek dileğiyle.