Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek- CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe görüşmesi için CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Doğru dilin kullanıldığı, ama maalesef ayrı dilin kullanılmadığı görüşmeydi” dedi.

Zaten bu görüşmede ayını dilin konuşulup, konuşulmayacağını, anlamak için görüşmenin sonunun beklenmesine gerek yoktu.

Aynı dilin konuşulmayacağı baştan belliydi.

Saray Hükümetinin bilim ve akıl dışı politikaları yüzünden bütçeden, Emekliye, Asgari ücretliye aktarılacak pay kalmadı.

Bu kesimlere bütçeden kaynak aktarmak için, iktidarın bugüne kadar bütçeden kaynak aktardığı sermaye kesimine, deniz bitti şimdi fedakârlık sizde, demesi gerekiyor.

Yani iktidarın bu güne kadar kurduğu, yandaş sermayeye, bütçeden kaynak aktarma düzeninden vazgeçmesini gerektiriyor.

Rant düzeninden Kamucu ekonomik düzene geçmesi gerekiyor.

AKP’nin böyle derdi yok! Mevcut düzeni sürdürmek istiyor.

Yoksuldan zengine servet transferine devam diyor...

Onun için elektriğe, doğalgaza ve mazota zam yapıp, dolaylı vergileri artırıyor...

Emekli aylıklarına düşük artış yapıyor, asgari ücreti artırmıyor...

Böylece Bütçeye kaynak yaratarak kurmuş olduğu düzenini sürdürme arayışında...

Ekonomik krizin faturasını, her zaman olduğu gibi geniş halk kesimlerin sırtına yükleyip, sermayeyi rahatlatma arayışında...

 AKP nasıl olsa bu ekonomik düzenin faturasını yerel seçimlerde ben ödedim, diyor.

Şimdi Fatura ödeme sırası halkta, diyor!

 Nasılsa 2028’ e kadar seçim yok, şimdi ben bu ekonominin faturasını nasıl halka ödetir de, boşalan bütçeyi nasıl doldururum diye düşünüyor.

Sermayeye ek vergi koyamayacaklarına ve yandaşa bütçeden aktardığı kaynakların bir kısmını geri isteyemeyeceklerine göre...

Geriye bir tek yol kalıyor, halka kemer sıktırmak,

Emekliye, asgari ücretliye, çalışana zam yapmamak,

Tarım ürünlerinde taban fiyatı düşük tutmak,

Dolaylı vergileri artırmak,

Ve her şeye zam yapmak!

Bunlarla bütçe dengelerini tutturup, seçimlere birkaç ay kala, halktan aldıklarının bir kısmını -halka vererek, bakın ekonomik politikamız mutlu sona erdi... Biraz çile çektiniz ama bundan sonrası bahar deyip, bir beş yılı daha kurtarmanın arayışındalar.

Yani dertleri, CHP ile görüşüp ülkeyi bu darboğazdan nasıl çıkarırız arayışı değil...

Muhalefeti nasıl yumuşatırız da zaman kazanırız arayışı...

AKP iktidarının, memleketi getirdiği noktayı ne kendilerine anlatmanın, nede halka anlatmanın bu saten sonra kimseye faydası yok!

Sadece zaman kaybı!

Herkes yaşayarak her şeyi biliyor ve görüyor...

Halkın yaşayarak, iliklerine kadar hissettiği yoksulluğu halka anlatmanın, bir faydası yok!

Bir an önce program kurultayı yaparak...

Bu yoksulluktan nasıl çıkılacak onu halka anlatın...

AKP’ye akıl vererek zaman kaybedeceğinize, biran önce bu ülkeyi bu sıkışmışlıktan nasıl çıkaracağına dair programınızı hazırlayın...

Kurtuluş reçetesini halka açıklayın...

Açıklamakla kalmayın, halkın bu reçeteye inanması için çaba harcayın...

Halktan çalınanların, halka geri nasıl verileceğinin yolunu anlatın.

Düzen değişecek demekle yetinmeyin, bu bozuk düzenin nasıl değişeceğini yerel yönetimlerde iktidara geldiğiniz belediyelerde halka gösterin...

 Gösterin ki halk bu düzenin değişeceğine inansın!

Sonrada bu düzeni oylarıyla değiştirsin.

Zaman su gibi akıp gidiyor...

Siz sarayla hediyeleşirken...

Birde bakmışsınız seçim gelip kapıya dayanmış.