Malatya'da ' 6 Şubat depremi sonrası Malatya'nın demografik ve psikososyal yapısı' konulu panel düzenlendi.

Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) tarafından Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen panelde konuşan İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Sever,  dünyanın hemen her ülkesinde yersel, meteorolojik, klimatolojik ve biyolojik birçok afetin yaşandığını ifade etti.

Dünyada günümüzdeki en önemli doğal afetin meteorolojik; tayfun, kasırga ce rüzgârlara bağlı afetler olduğuna dikkat çeken Sever,

Malatya Fayı’nda çalışma başlayacak mı?
Malatya Fayı’nda çalışma başlayacak mı?
İçeriği Görüntüle

“Dünyada üçüncü sırada deprem yer alıyor. Ülkemize baktığımızda yüzde 65’ten fazla bir oranla depremin birinci sorunumuz olduğu anlaşılıyor”

dedi.

“Güneşin doğması, ayın parlaması, yağmurun yağması kadar deprem doğal bir olgudur” diyen Sever, şunları kaydetti:

“Hiçbir zaman sarsıntı Malatya, Türkiye ve dünyada bitmeyecek. Burada önemli olan bugüne kadar bilim insanlarının yaptığı araştırmalarını dikkate almak, alt ve üst yapı hizmetlerini rantabl ve rasyonel olarak planlayıp, yapmak. Bunun yanında vatandaşlarımıza deprem eğitimi vererek, deprem okuryazarlığı özellikle davranışsal deprem eğitimi konusunda onları hazır kılmak gerekiyor.”

Malatya’nın 6 Şubat depremleriyle birlikte geçmişte büyük ve yıkıcı depremler yaşadığını anımsatan Sever,

“Depremin olmaması gibi bir şansımız yok. Burada önemli olan depremin büyüklüğü, yakınlığı ve deprem afetine karşı hazırlıklı olunmasıdır. Malatya 1513, 1893, 1905, 1971, 1986, 1992, 2002 Sivrice ve 6 Şubat 2023 depremini yaşadı. Bu deprem riskinin yanında 6 Şubat depremlerinden sonra Malatya-Ovacık fay bloku konuşulmaya başlandı. Bu fay ile ilgili araştırmalar devam ediyor. Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hattı yüksek potansiyel deprem oluşturan tehditler yetmiyormuş gibi birde Malatya-Ovacık fay hattı ortaya çıktı. Üst yanında çok ciddi fay kuşaklarının, segmentlerinin bulunması Malatya’nın deprem riskini kat be kat artırıyor”

diye konuştu.

Malatya-Ovacık fayına dikkat çeken Sever,

“Malatya-Ovacık fayı ile ilgili endişe edilecek bir durumun olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. 1900 yılında bu fay hattı jeolog ve jeomorfologlar tarafından tespit edildi. 120 yıldır bu fay hattı boyunca 5’in üzerinde bir deprem olmadığını biliyoruz. Büyük bir yıkıma sebep olabilecek deprem üretebilir mi? Tabii ki üretebilir”

bilgisini verdi.

Yüksek binalar büyük risk oluşturduğuna dikkat çeken Sever,

"6 Şubat depreminden 6 ay önce Malatya Kent Konseyi’nin düzenlediği bir kongreye katıldım. Yerel yöneticilerden bazı arkadaşlar “Biz binalara ruhsat verirken çok sağlam olduklarını görüyoruz, onun için ruhsat veriyoruz. 10-14 katlı binalar risk oluşturmuyor” diye bana çıkışmışlardı. Bir bilim insanı olarak hala hayretle izliyorum. Doğu Anadolu Bölgesi’nin Malatya gibi en riskli bölgelerinden olan Erzurum’da bile 10 katlı binalar yapılmaya başlandı. Yüksek binalar büyük risk oluşturuyor. Buna çok dikkat etmek gerekiyor”

dedi.

Sever, Malatya’nın Yeşilyurt, Kale, Bostanbaşı, İkizce’de deprem fayına rastlamadığını ancak 6 Şubat depremlerinin inanılmaz derecede küçük fay hatlarını canlandırdığını ve uyandırdığını tespit ettiklerini ve bu küçük fay hatlarının sayısının arttığını belirtti.

Fay hatları kadar Malatya’nın zemininin de sıkıntılı olduğuna dikkat çeken Sever,

“Malatya her zaman bir göl, okyanus ortamı olmuş. Dolayısıyla çok gevşek, depreme dayanıklı olmayan bir zemin üzerinde yaşıyoruz. Şu anda Malatya’da Çöşnük, Hasanbey Caddesi, Fuzuli Caddesi, Temelli Caddesi, Bostanbaşı, Kayalık’ta kentsel dönüşümle ilgili yapılan kazı alanlarına gittim. Hiçbirinde ana kaya görünmüyor. Dolayısıyla Malatya’nın zemini de riskli. En sağlam zemin; Cengiz Topel Caddesi, Paşaköşkü Mahallesi, Başharık Mahallesi’nin yüksek kesimleri. Eosen kalkerlerine sahip oldukları için buralar çok daha güvenli”

dedi.

Muhabir: Ferdi Durdu