2005 yılında başlayan öğretmenlik kariyer basamaklarısınavı süreci geçen cumartesi günü yapılan ikincietap sınavla tamamlandı. En azından sınav aşaması böylece bitmiş oldu.Yoğun tartışmalar arasında yapılan sınav çok basitti. Sınavın basit olması kimini memnun etti, kimini de memnun etmedi.Sınava tamamen karşı olanlar için zaten bir anlamı yoktu. Çünkü onlar her türlü sınava karşıydılar. Saygı duymak gerekir. Asıl bu yazıda başkabir konuyaodaklanmak istiyorum.Sınav konuları...
Sınav konuları başka bir ifadeyle konu modülleri; uzman öğretmenlik için 9, başöğretmenlik içinse 12 modülden oluşuyordu. Konu başlıkları bana göre özenle seçilmiş ve güncel konuları kapsıyordu.Öğrenme ve Öğretme Süreçleri, Ölçme ve Değerlendirme, Özel Eğitim ve Rehberlik, Eğitim Araştırmaları ve Ar-Ge Çalışmaları, EğitimdeKapsayıcılık, Çevre Eğitimi ve İklim Değişikliği, Sosyal Etkileşim ve İletişim, DijitalYetkinlik, Güvenli Okul ve Okul Güvenliği, Okul Geliştirme ve Liderlik, Sosyal Duygusal Öğrenme Becerilerin Geliştirilmesi ve Bilişsel Düşünme Becerileri içeriklerinden oluşan ve toplam 500- 600 sayfayı bulan ve sınav notları şeklinde ifade edebileceğimiz bilgi setlerinden ibaretti. Modül konuları ilk önce Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden 180 ve 240 saatlik videolar şeklinde yayınlanmıştı.Bu videolar izlemek sınava girmek için ayrıcaön koşullardan biriydi.
Konu başlıkları güzel ve güncel olsa da akademik bir dille anlatılması ve teknik terimlere boğulması öğretmenler arasında huzursuzluğa yol açtı. Türkiye Büyük Millet Meclis’inden Öğretmenlik Mesleki Kanunu geçerken sendikalardan cılız sesler çıkmıştı. Ancak videoların yayınlanmasıyla birlikte sesler gürleşti. Bence bunun en önemli nedeni sınav konularının ağır ve çok kapsamlıolmasıydı. Eğitim sendikaları ve basının etkisiyle konu ülke gündemine oturdu. Tüm bu tartışmalar arasında Anayasa Mahkemesi de ara karar vererek bakanlığı ve sendikaları dinleme kararı aldı. Sürecin yargı boyutu halen devam ediyor.
Sınav konularına gelince; yukarıda ifade ettiğim gibi teknik ve akademik bir dil kullanma yönü ağır basıyordu. Bunun nedeni üniversitedeki akademisyenler tarafından hazırlanmış olmasının payı büyüktür. Buna rağmen öğretmenler konulara çalışırken çok şey öğrendiler bence. Kimisahip oldukları pedagojik bilgileri hatırladı, kimisi de yeni güncel konuları öğrenme fırsatı buldu. Günümüzde değişen öğretmen rollerine paralel olarak kendisini geliştiren, öğrenciye rehberlik eden, eleştirel ve analitik düşünen ve yeni teknolojik becerilere sahip öğretmen olmak gerekiyor. Yoksa yeni neslin bilgiye ulaşma kolaylığı ve öğrenme çeşitliliğine ayak uydurmak öğretmen için zor olabilir.
Modüllerdeki konularda çok gereksiz ve ayrıntılı bilgiler olduğuna katılıyorum.Örneğin, iklim konusundageçen milankoviç döngüleri, aridite ve levha tektoniği gibi teknik terimler ne işimize yarayabilir ya da dijital yetkinlik konusundaki dijitalleştirmeve dijitalleşme arasındaki fark gibi…Ancak kapsayıcı eğitim, sosyal etkileşim, sosyal duygusal öğrenme, bilişsel düşünme becerileri ve rehberlik gibi konularöğretmenler için hatırlama ve güncel haliyle öğrenme fırsatı verdiğini de eklemek gerekir. Ayrıca öğretmenlerin entelektüel düzeyini yükseltmeye matuf birçok konu olduğunu da söyleyebiliriz.
Öğretmen Kariyer Basamakları düzenlemesi; pedagojik formasyoneğitimi için yapılan tezsiz yüksek lisansın sınavda muafiyet sağlaması, başöğretmenliğe geçişteki uzun süre, emekliliğe etki etmemesi, öğretmenin akademik gelişimine sürekli etkisinin olmaması, sınav şekli ve içeriği gibi birçok konu tartışılabilir. Tüm bu tartışmalar doğaldır. Ancak bir şeye karşı çıkarken sağlam argümanlarımızın da olması gerekir. Sendikaların üye kapma yarışına dönüşmeden konu rahat tartışılsa dahamakul bir sonuca varılabilir. Hayat boyu öğrenme ve 21. yüzyıl becerileri günümüzün olmazlarındandır. Bizi bu hedeflere ulaştıracak pratikleri de geliştirmemiz lazım.Biz eğitimcilere bu konuda dahaçok sorumluluk düşüyor. Kendi adıma çok şey öğrendim. Öğretmenlerin bir kısmı bu bakış açıma kızabilir. Saygı duyuyorum.Konuya bir de buaçıdan bakalım…