Avrupa ve dünya şampiyonluğu derken adım adım olimpiyatta altın madalyaya giden Malatya’nın Akçadağlı kızı Hatice Akbaş hepimizi büyük bir gurur yaşatıyor.
Yıl 2015. Sıcak bir günde Akçadağ’da derme çatma, bodrumdan bozma, farelerin cirit attığı bir salonda sahipsizliğine yumruk atan genç bir kız ve onu her defasında motive eden, bildiği her şeyi en ince detayına kadar öğreten, yeri geldiğinde traktör lastiğiyle kayısı bahçesinde çalıştıran fedakâr bir baba.
Hatice ve babası Kerem Akbaş’ın filmi yapılsa yeridir. “Sahipsiz Malatya” cümlesini sık duyduğumuz bugünlerde onlar sahipsizliğin en alasını yaşadı. Kapılar kapandı yüzlerine, antrenman yapacak yer bulamadılar, çaresizlikleri en büyük motivasyonları oldu. Baba-kız birbirlerine “Başarılı olacağız, memleketimize madalya getireceğiz” dediler.
İşte o günden sonra Hatice, sadece başarı için değil sahipsizliği için, yalnızlığı için, tek bırakıldığı için yumruklarını attı. Avrupa şampiyonu oldu ama yine Malatya’nın dikkatini çekemedi. Destek istedi, “Yanımda olun” dedi ama kimse yüzüne bakmadı. Bir gün o talihi dönecekti, Fenerbahçe bünyesine aldı genç, yetenekli, hırslı boksörü.
Hatice bu kez dünya şampiyonu oldu. Avrupa şampiyonluğu dikkat çekmese de dünya şampiyonu olunca havalimanı girişinde karşıladı. Hem de davullu-zurnalı, konfeti ve meşalede vardı.
Utanmadık, yüzümüz kızarmadı. Yüzüne kapanan belediye kapısının önünde bu kez onura edildi Hatice Akbaş. Malatya kendisine yakışanı yaptı. Fareli salondan bir şampiyon çıkarttık. 2015’ten buyana 10 yılda adım adım hedefine giden Akçadağ’ın altın kızına sahip çıkamadık.
Paris’te ne yaptı Hatice? Maç bitti ilk selamını Malatya’ya, Akçadağ’a yolladı. Çünkü o hiç küsmedi memleketine. Hedefleri vardı babasıyla birlikte ona odaklandı. Hırs, azim, çalışkanlık hepsi birleşti Hatice’nin bünyesinde ve yumruklarını ringde öyle bir attı ki bugün sadece o konuşuluyor.
Hatice’nin başarısı Malatya’dan alınan en büyük intikamdır. Sahipsiz bıraktığımız altın kızın başarısıyla şimdi övünebiliriz…
Dedim ya baba-kızın hikâyesi film olur. Aslında tamda onları anlata bir film var. İzlediniz mi Dangal’ı? Dangal, 2016 Hindistan yapımı biyografik spor-dram filmidir. Film, güreşçi bir baba ile güreşmeyi öğrettiği iki kızının ilişkisini konu edinir. Gerçek bir hikâyeye dayanan filmde tanınmış oyuncu ve yönetmen Aamir Khan Mahavir Singh adlı güreşçiyi canlandırmıştır.
Dangal’ı izleyin bakalım anlatıyor mu Hatice ile babası Kerem Akbaş’ı? Baba-kız o filmi çok izleyip ağladılar. Şimdi mutluluk gözyaşı döküyorlar.
İşte fareli salondan olimpiyatlara giden bu yolda… Neyse bu kadarı yeter size.
Şimdi hazırlanın havalimanında bakalım kimler olacak?