Türkiye’nin hem sanat hem siyaset sahnesinde iz bırakan isimlerinden biri olan Sırrı Süreyya Önder, 15 Nisan 2025’te geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrası İstanbul’daki Florence Nightingale Hastanesi’nde ameliyata alındı. DEM Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkanvekili olan Önder’in sağlık durumu, sadece partisinin değil, siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden birçok ismin gündeminde.
Peki kimdir Sırrı Süreyya Önder? Hayatı neden bu kadar dikkat çekici?
7 Temmuz 1962’de Adıyaman’da, Türkmen kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Önder’in hikâyesi, küçük yaşlarda kaybettiği babası Ziya Önder’den miras kalan solcu bir bilinçle şekillendi. Türkiye İşçi Partisi’nin Adıyaman’daki kurucularından olan babasının ardından, henüz 16 yaşındayken Maraş Katliamı’nı protesto ettiği için cezaeviyle tanıştı. Mamak, Ulucanlar ve Haymana cezaevlerinde geçen 7 yıl, onun için bir okul, bir hafıza mekânı oldu. İşkencelere, açlık grevlerine tanıklık etti. Genç yaşta başlayan bu mücadele, onun hayatının her aşamasına sinmiş durumda.
“İncir Vakti”nin Anlamı
Önder’in hem düşünsel hem de duygusal dünyasını belki de en iyi yansıtan sözlerinden biri, 2010 yılında TRT'de yayınlanan bir belgeselde kurduğu şu cümleydi:
“Eskiden yarı şaka bir sosyalizm tarifimiz vardı: ‘Sosyalizm, incir vakti incir yemektir’ derdik, ama ‘İncir vakti herkesin incir yemesi’ derdik... Artık dünya bize bir şeyi vaktinde yemenin kıymetini de öğretti, herkesin yemesinin zorunluluğunu da.”
Bu ifade, onun sosyalizmi sadece ideolojik bir duruş olarak değil, insani bir eşitlik anlayışı olarak gördüğünü gösterdi.
Kamera Arkasından Meclis Sıralarına
2000’li yıllarda sinema dünyasına adım atan Önder, özellikle 2006 yapımı Beynelmilel filmiyle büyük ses getirdi. Kendi gençliğinden izler taşıyan film, 1980 darbesi dönemini hiciv yoluyla anlatırken, aynı zamanda Önder’in anlatılmamış anılarına da pencere araladı.
Sadece yönetmenlik değil; oyunculuk, senaristlik ve yazarlık da yapan Önder, “F Tipi Film”, “İtirazım Var” gibi yapımlarla sanat ve direnişin nasıl iç içe geçebileceğini ortaya koydu.
Gezi’den İmralı’ya: Siyasetin Ateş Hattında
2011 yılında milletvekili seçilerek siyasete atılan Önder, 2013’te Gezi Direnişi sırasında bir iş makinesinin önüne dikilerek hafızalara kazındı. Aynı yıl, İmralı Heyeti’nde Abdullah Öcalan ile yürütülen görüşmelerde aktif rol aldı. Newroz’da Öcalan’ın mektubunu okuduğu için yargılandı, mahkûm edildi ama Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla tahliye edildi.
2023 yılında DEM Parti’den yeniden Meclis’e giren Önder, TBMM Başkanvekilliği görevine getirildi. Bugün, ikinci İmralı Heyeti’nde yer alması, onun siyasal yolculuğunun yeni bir aşamasını işaret ediyor.
Bir Kalp, Bin Hayat
Geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrası ameliyata alınan Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu, sadece politik kimliğiyle değil, temsil ettiği toplumsal hafıza nedeniyle de yakından takip ediliyor.
Adıyaman'dan başlayan yolculuğu, hem Türkiye’nin geçmişine hem de bugününe güçlü bir tanıklık bırakıyor.
Ceren isimli bir kızı, Ferhan Can adında bir torunu olan Önder’in yaşamı; direnişin, mizahın, sanatın ve siyasal cesaretin iç içe geçtiği nadir hikâyelerden biri olmaya devam ediyor.