İnsan zihni, gerçekleşmesi imkânsız gibi görünen şeyleri hayal edebilir, onları gerçekleştirebilmek için inanması gerekir. Birey, hayal ettiği şeyin olabileceğine gerçekten inandığında, o artık sadece bir hayal olmaktan çıkar ve adım adım gerçeğe dönüşmeye başlar.
Bir hayali gerçekleştirmek, ona inanmak ve o hayale ruh katmaktır. İnanç, görünmeyeni görmektir. Başarılı bireylerin yaşamlarına baktığımızda; hepsinin ortak noktasında, kendilerine ve hedeflerine duydukları sarsılmaz inanç vardır. Bu insanları diğer insanlardan ayıran şey, başkalarının imkânsız dediği şeyleri hayalleriyle gerçekleştirmeleridir. Yani olacağa inanmalarıdır.
Bir insan inandıkça cesareti artar. Daha emin adımlarla yürür, güçlenir. Evren, inanarak hedefinde kararlı olanların önünde ki kapıları aralar. Çünkü zihin şartlanır, bir şeyi mümkün gördüğü anda, bedeni ve ruhu da onu ulaştırmak için harekete geçer. Çünkü İnanılan bir düş, artık sadece bir düş değildir, kaçınılmaz bir gerçekliktir.
Birey kendine bir hedef belirlediğinde, bu hedefe ulaşmanın hayalini kurarak... yazının devamı için tıklayınız...
