Şarkılarında Karadeniz'in hırçın dalgaları coşar, türkülerin ezgisi yankılanır, ezilenlerin sesi yükselirdi. Aramızdan ayrılışının yılındayız, ama Kazım Koyuncu'nun müziği ve mücadelesi hala kalplerimizde tazeliğini koruyor. Peki o kimdi, hangi türkülerle gönüllerimize dokundu, neden aramızdan bu kadar erken ayrıldı?
2005’te hayatını kaybeden Kazım Koyuncu, ölüm yıl dönümünde anılıyor. Ölümünün üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen acıları taze olan yakınları Kazım Koyuncu’yu sevgiyle hatırlıyor. İşte Karadeniz müziklerinin şair ruhlu çocuğu Kazım Koyuncu, önemli bir söz yazarı, oyuncu ve aktivistin kısacık hayatına sığdırdıkları..
KAZIM KOYUNCU NEDEN ÖLDÜ?
2004 yılı sonlarında, Karadeniz'in sesi Kâzım Koyuncu'yu sarsan bir haber tüm sevenlerini yasa boğdu. Kendisine kanser teşhisi konulmuştu. Doktorların dinlenme önerisine rağmen Koyuncu müzikten kopamadı ve sevenleriyle buluşmaya devam etti. Son konserini 2005 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde veren sanatçı, 25 Haziran 2005'te testis kanserinin akciğerlerine yayılması sonucu aramızdan ayrıldı.
KAZIM KOYUNCU KİMDİR?
Kâzım Koyuncu, 7 Kasım 1971'de Artvin'in Hopa ilçesinde doğdu. Nüfus kaydına 10 Mayıs 1972 olarak geçirilen bu tarih, Kâzım Koyuncu'nun hayatının gizemlerinden biridir.
Müziğe olan tutkusu küçük yaşlarda başlayan Koyuncu, babasının aldığı mandolinle ilk adımlarını attı. Köyünün masalları ve Kemençeci Yaşar lakaplı Yaşar Turna'dan dinlediği türkülerle beslenen Koyuncu, ilerleyen yıllarda futbola da ilgi duydu ve Trabzonspor'un ateşli bir taraftarı oldu.
Üniversite Hayatı Yerini Müzik Tutkusuna Bıraktı
1989 yılında İstanbul Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'ne kayıt olan Koyuncu, burada uzun süreli bir eğitim hayatı sürdüremedi. Sanata olan tutkusu ağır basan Koyuncu, müzik çalışmalarına ağırlık verdi ve 1992 yılında Ali Enver ile birlikte "Dinmeyen" isimli müzik grubunu kurarak profesyonel müzik dünyasına adım attı.
Masallarla ve türkülerle büyüyen Koyuncu, 1989'da İstanbul'a uzanan bir yolculuğa çıktı. Üniversitede okumaya başladı ama müzik tutkusu ağır bastı ve 1992'de "Dinmeyen" adlı müzik grubuyla profesyonel müzik dünyasına adım attı.
Kendi tarzını yaratarak Karadeniz müziğine yeni bir soluk getiren Koyuncu, şarkılarında doğaya, sevgiye, barışa ve adalete dair mesajlar verdi. Sadece bir müzisyen olmanın ötesinde, ezilenlerin sesi oldu, haksızlıklara karşı mücadele etti ve her zaman doğruların savunucusuydu.