Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Zahide Karaca, sağlıklı yaşlanma konusunda önemli bilgiler paylaşarak, yaşam tarzı değişikliklerinin biyoteknoloji ve genetikle birleştiği bu yeni çağın sunduğu fırsatlara dikkat çekiyor.
Longevity: Bilimsel Gelişmeler ve Sağlıklı Yaşam Tarzı
Longevity kavramı, bilimsel gelişmelerin yanı sıra bilinçli yaşam tarzı değişiklikleri ile sağlıklı yaşlanmayı mümkün kılmayı hedefliyor. Dr. Zahide Karaca, Oxford Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalara atıfta bulunarak, çevresel faktörlerin ve yaşam tarzı alışkanlıklarının, genetik etmenlerden 10 kat daha etkili olduğunu vurguluyor. Longevity trendi, biyoteknoloji, genetik ve yapay zeka gibi alanlardaki gelişmelerle şekillenerek sağlıklı yaşlanma sürecini daha kişiselleştirilmiş ve erişilebilir hale getiriyor.
Teknolojik ve Tıbbi Gelişmelerin Etkisi
Teknolojinin ve tıbbın gelişmesiyle birlikte, Longevity’nin içini dolduran biyoteknoloji ve genetik çalışmalar, hücresel gençleşme ve yaşlanma karşıtı tedavilerin geliştirilmesine yönelik ilerlemeler sağlıyor. Bununla birlikte, zaman kısıtlı beslenme, anti-inflamatuar diyetler, stres yönetimi teknikleri ve zihinsel esneklik gibi yaşam tarzı değişiklikleri, yaşlanma sürecini yavaşlatmak için etkili yöntemler sunuyor. Uyku düzenine dikkat etmek ve yapay zeka destekli sağlık takibi, bireylerin kişisel sağlık yönetimini optimize etmeye yardımcı oluyor.
Genetikten Daha Etkili Olan Çevresel Faktörler
Sağlıklı yaşlanma sürecinde çevresel faktörlerin, genetik etmenlere oranla çok daha belirleyici olduğunu belirten Dr. Karaca, genetik faktörlerin yaşam süresi üzerindeki etkisinin yalnızca %20-30 civarında olduğunu ifade ediyor. Buna karşılık çevresel faktörler, bireylerin sağlıklı yaşlanmalarını %70-80 oranında etkiliyor. Bu, halk sağlığı politikaları ve bireysel yaşam tarzı değişikliklerinin, sağlık üzerinde büyük bir etki yaratabileceğini gösteriyor.
Eğitim Seviyesi ve Sosyoekonomik Faktörler
Eğitim seviyesi gibi sosyoekonomik faktörlerin, sağlıklı yaşlanma üzerinde büyük bir etkisi olduğunu vurgulayan Dr. Karaca, Columbia Üniversitesi’nin araştırmalarına da atıfta bulunuyor. Yüksek eğitim seviyesinin, biyolojik yaşlanmayı yavaşlattığı ve yaşam süresini uzattığı ifade ediliyor. Aynı zamanda, çevrenin fiziksel aktiviteyi teşvik edici özellikler taşıması da yaşlı bireylerin daha aktif ve sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlayabiliyor.
Sağlıklı Yaşlanma İçin 8 Önemli Alışkanlık
Dr. Zahide Karaca, sağlıklı yaşlanmayı desteklemek için kazanılması gereken 8 önemli alışkanlığı şu şekilde sıralıyor:
Dengeli Beslenme: Sebze, meyve, tam tahıllar, baklagiller ve sağlıklı yağlar açısından zengin bir diyet, kronik hastalık riskini azaltarak yaşam süresini uzatabilir. 40’lı ve 60’lı yaşlarda beslenme alışkanlıklarını kişiye özel olarak yeniden düzenlemek büyük önem taşır.
Düzenli Fiziksel Aktivite: Haftada en az 150 dakika orta düzeyde aerobik egzersiz ve kas güçlendirme çalışmaları, kardiyovasküler sağlığı destekler ve biyolojik yaşlanmayı yavaşlatır.
Yeterli ve Kaliteli Uyku: Her gece 7-9 saat uyku, bağışıklık sistemi ve bilişsel fonksiyonlar için kritik öneme sahiptir.
Stres Yönetimi: Meditasyon, nefes egzersizleri ve doğada zaman geçirmek gibi aktiviteler, stres seviyesini düşürerek genel sağlığı iyileştirir.
Sosyal Bağlantılar: Aile ve arkadaşlarla güçlü ilişkiler kurmak, duygusal destek sağlayarak yaşam memnuniyetini artırır.
Düzenli Sağlık Kontrolleri: Erken teşhis ve önleyici tedbirler, kanser gibi ciddi hastalıkların tedavisinde önemli bir fark yaratabilir.
Zihinsel Aktiviteler: Yeni beceriler öğrenmek ve yaratıcı uğraşlarla vakit geçirmek, bilişsel rezervi artırarak demans riskini azaltabilir.
Zararlı Alışkanlıklardan Kaçınma: Sigara ve aşırı alkol tüketiminden uzak durmak, kanser başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruma sağlar.