Yanlışa yanlış demek suç mu? Ne biçim soru bu, demeyin. Şayet Türkiye’de yaşıyorsanız bu sorunun cevabı, evettir. Evet, Türkiye’de yanlışa yanlış demek suçtur. Örnek mi? Örnekten çok ne var ki…
“Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir.” temel prensibinin tecelli ettiği TBMM’nin yetkilerinin daraltılması, kuvvetler ayrılığı ilkesinin rafa kaldırılması yanlıştır. Ülkenin birlik ve bütünlüğünün teminatı/ temsilcisi olan Cumhurbaşkanının bir siyasi partinin genel başkanı olması yanlıştır. Bu ucube sistemle devletin yönetilmesi, devletin bütün kurum ve kuruluşlarının iktidar olan siyasi partinin ve o partinin genel başkanının emrine verilmesi yanlıştır. Siz hâlâ bu yanlışları göremiyor hatta bu çarpıklığı savunuyorsanız vay halimize!
“Yahu gidişat hoş değil, Türkiye uçuruma gidiyor; dış borcumuz 480 milyar doları aştı. Siz hâlâ israf peşindesiniz, tedbir alın!”, dememize rağmen suratımıza ters ters bakıyorsanız bu yanlıştır!
“Uyguladığınız ekonomi politikaları yanlıştır. Bakın, yandaşlarınızın dışında kalan milyonlarca vatandaşımız açlık sınırının altında hayatta kalma mücadelesi veriyor.”, dediğimiz zaman bizim sözlerimizi kulak ardı etmeniz, kendi bildiğinizi okumanız yanlıştır.
“Son yılların en büyük işsizliğini yaşanıyor. İşsizlik oranı nerede ise 20’lerde, genç işsizlerde bu oran daha fazla”, diyoruz. Siz, çareyi TÜİK başkanı ve yönetimini değiştirmekte ve rakamları oynamada buluyorsanız, bu yanlıştır.
“Çok değil 20, 25 yıl önce tarımda kendine yetebilen bir ülke iken bugün arpayı, buğdayı, eti, samanı, soğanı dışarıdan ithal eder duruma gelmişsek uyguladığınız tarım politikalarınız yanlıştır. Tarım girdileri; mazot, gübre, tohum, ilaç, nakliye, ambalaj fiyatları ikiye hatta üçe katlandı. Çiftçi, ayakta kalmak için zorlu bir mücadele veriyor. Tarım arazilerimiz küçüldü”, diyoruz. Uygulanan yanlış tarım politikalarını gözden geçirmek ve iyileştirmek yerine Tarım Bakanı Sayın Pakdemirli; Türkiye'nin tarımda Avrupa'da birinci, dünyada 7'inci olduğunu, söylüyorsa; bu yanlıştır.
Uyguladığınız eğitim politikaları yanlıştır. 2002’den bu yana 7 bakan değiştirdiniz. Gelen her bakan yeni bir sistem denedi. Geleceğimiz olan çocuklarımızı deneme tahtanız yaptınız. PİSA sonuçları ortada… 2018 sonuçlarına göre çocuklarımız, "okuma, matematik ve fen bilimi" alanlarında OECD ülke ortalamasının altında… Siz, hâlâ yanlışa yanlışla cevap veriyor Milli Eğitimi vakıf ve derneklerin inisiyatifine bırakıyorsanız bu yanlıştır.
Dini siyasete alet etmeyin, bundan hem din hem ülke zarar görür dedik. Sizin, hemen her konuda İslam’ı ikbaliniz ve çıkarlarınız için kullanmanız, bu yanlışlığı sürdürmeniz yanlıştır.
Yanlışa yanlış deme suçunu işleme bahtsızlığına düşen gazetecileri hapse atmak yanlıştır. Ülkemizin basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 154'üncü olması, hükümlü ve tutuklu 72 gazeteci ile Çin’den sonra Türkiye’mizin dünya ikincisi olması yanlıştır.
Zinayı suç olmaktan çıkarmanız büyük yanlıştı. Kanunlaştırdığınız İstanbul Sözleşmesi’nin bazı maddelerinin, Türk aile yapısını dinamitlediğini görmemek yanlıştır.
Dün, FETÖ ile kol kola girmeniz başta Türk Silahlı Kuvvetleri yıpratmanız, Adaleti FETÖ’ taşeronuna teslim etmeniz yanlıştı. Teröristle pazarlık yapılmaz feryatlarımıza kulak tıkayıp “açılım” hezeyanınız yanlıştı.
Bugün de dün olduğu gibi uyguladığınız dış politika yanlıştır. Dikkat ederseniz, dünyada yalnızlaştırıldık. Komşularımız, ilişkimiz olan ülkelerden dostumuz kalmadı.
ABD’nin BOP değirmenine su taşımanız yanlıştır.
Ülkemin insanlarının refah payını buyur ettiğiniz Suriyelilere vermeniz yanlıştır.
Devletin olmazsa olmazlarından liyakat ve ehliyet yerine adam kayırma ilkesizliği yanlıştır.
Talanın, yağmanın başını alıp gitmesi; rüşvetin sıradanlaşması alanın ve verenin kayrılıp korunması yanlıştır.
Vatandaşın devlet tarafından kıymeti iktidar partisine yakınlığı ile ölçülür hale gelmesi, getirilmesi yanlıştır.
Devlet yetkilileri tarafından vatandaşların ayrıştırmaya, hor görmeye, ötelemeye, ötekileştirmeye hatta hakarete tabii tutulması yanlıştır.
Demokrasinin, ranta açılan kapı olarak görülmesi, demokrasinin “Yemokrasi” haline dönüştürülmesi yanlıştır.
İftira, çamur atmak, bel atı vurmak; komplo, şantaj ve kumpasın sıradan işler haline getirilmesi, yalana altın çağının yaşatılması yanlıştır.
Türkçemizin siyasiler tarafından küfür dili haline getirilerek çirkinleştirilmesi yanlıştır.
Yanlışı savunacak kadar kör, doğruları inkâr edecek kadar nankör olma felsefesi yanlıştır.
Şimdi bana, iyi de biz kimiz, siz kimsiniz diye soranlarınız olacak.
Biz, belirli bir süreliğine size; ülkemizi doğrularda buluşturun, doğrularla yönetin diye yetki veren Türk vatandaşlarıyız. İkazlarımıza kulak tıkar, yanlışlarınıza devam ederseniz; yeri ve zamanı gelince bu yetkiyi elinizden almasını da biliriz, bilesiniz.