Biz, yardımsever bir büyük milletiz. Bizim yöneticilerimiz de yardımseverlikte sınır tanımıyorlar. Konu yardımseverlik olunca akan sular duruyor. Bu çerçevede yöneticilerimiz, sırf yardım olsun diye Amerikan dev şeker şirketi CARGİLL’in ürettiği kanserojenli Nişasta Bazlı Şekerini(NBŞ) vatandaşımıza tatlandırıcı olarak sunmak için çok büyük mücadele vermişler vermeye de devam ediyorlar. Cargill şirketi istedi diye kota koyuyor, şeker pancarı ekimine sınırlama getiriyoruz. Şirket yetkilileri yeterli görmüyor. Özelleştirerek satın, olmazsa kapatın şu şeker fabrikalarını, diyor. Lafı mı olur! Serde yardımseverlik var(!) Başüstüne, diyoruz. NBŞ; obezite yapıyormuş, karaciğer yağlanmasına sebep oluyormuş, şeker hastalığına, kansere yol açıyormuş ne gam efendim! Biz hastalanalım, ölelim; ama yardımseverlikten taviz vermeyelim. Boru değil koskocaman CARGİLL şirketi…

CARGİLL, ABD merkezli bir şirket. 1865 yılında kurulan bu şirket, 2015 yılı itibarıyla aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 63 ülkede faaliyet göstermektedir. Toplam 138.000 çalışanı var. 2011 yılında şirket’in genel merkezi: ABD’nin Minnesota eyaletinde Minnetonka gölü kıyısındadır. Sahibi, Cargill ailesidir. Şirket, Amerikan iş yöneticisi William W. Cargill'in ve damadı John H. MacMillan Sr'nin neslinden geliyor. Cargill-MacMillan ailesi Amerika'nın en zengin dördüncü ailesidir. Şirket, 2018 yılında 119,5 milyar dolar gelir elde etmiş. Tahıl ticareti alanında dünyanın 2. büyük şirketidir. Şimdi siz bana söyleyin Allah aşkına, böylesi bir şirkete hayırda yarışan ülkemizin, hayır demesi mümkün mü?

Ne istemiş bizden bu şirket, şeker fabrikalarımızı özelleştirip satmamızı olmazsa kapatmamızı istemiş. Feda olsun! Hasta olacakmışız… Olalım efendim! Biz, yardımseverlikte sınır tanımayan bir milletiz, değil miyiz? Sonra bu şirketin uğraşı alanları öyle tahılla sınırlı değil, şirket; enerji, sağlık, ilaç, finans, elektrik, gaz, ulaşım sektöründe de faaliyet yürütüyor. Ülkemizde sahip ya da ortak olduğu şirketlerin sayısını mı soruyorsunuz? Şirket, öyle kendini pek de reklam edenlerden değil. İlk defa 1997 yılında Bursa’nın Orhangazi ilçesinde, İznik gölünün kenarı sayılabilecek bir yerde, Gürle ve Gemiç köyleri arasında 213 bin metrekare birinci sınıf tarım arazisini “Nişasta Bazlı Şeker” üretmek amacı ile satın almış. Ancak o Bursalılar yok mu Bursalılar, misafirperverlikte sınır tanımayan biz Türk yöneticilerinin yüzünü kara çıkarmış(!) bu şirketi mahkemeye vermişler. İnanır mısınız ABD’nin bütün başkanları Clinton, Bush, Obama, Trump; Bursalıların yaptıkları bu haksız ve yersiz(!)suçlama karşısında CARGİLL şirketi için taraf olmuşlar. Elbette biz hayırseverlikte sınır tanımayan hükümetimizden de taraf bulmuşlar. Bush’un isteği doğrultusunda 19. Temmuz 2005 tarih ve 25880 sayılı resmi gazetede yayınlanan tarım arazilerini izinsiz amaç dışı kullananlara “özel af” getirilmesi; Cargirll’in kanunsuz zapt ettiği arazinin "Özel Endüstri Bölgesi" ilan edilmesi dahi Bursalıların hızını kesmemiş; dışarıdan ve içeriden bütün direnmelere rağmen bu dava 20 yıldır devam ediyormuş. Hatta dava, Bursa Barosu tarafından kitap haline getirilmiş “Muktedirlerle Dans” adı altında geçen yıl bastırılmış.

Bu arada sayıları 500 bini bulan ülkemizin şeker üreticisi ailelerin sayısı uygulanan kota yüzünden 100 bine düşmüş, pancarın posası ile hayvanlarını besleyen besiciler azalmış, GDO’lu mısır ülkemize ithal edilen ürünlerin başında yer almış, en son bu şirketin isteği doğrultusunda 14 şeker fabrikamız özelleştirilerek satılmış, satılmayanlar işlevsizleştirilmiş. Mış mış da mışmış…

Peki, Bursalılar, yöneticilerimizin yardımseverliğimize engel olmuşlar mı? Yoo, bizim yardımseverliğimiz tüm hızı ile devam ediyor. Hani dünyayı kasıp kavuran koronavirüs illeti var ya işte her ülke gibi bu illetin ekonomik boyutunu azaltmak için hükümetimiz bir dizi tedbir aldı ya! İşte bu çerçevede 44 milyon 659 bin 79 liracık da Cargill şirketine imkân tanınmış. Yani ne var bunda kardeşim? Kalkmış, TBMM Başkanlık Divanı Üyesi CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ayrılan bu teşvik payının hesabını sormak için TBMM’e soru önergesi vermiş. Olacak iş mi bu Allah aşkına! Yok, efendim, Türk çiftçisi, elektrik ve su borçlarını borç alarak ödemek zorunda kalırken Cargirll şirketine 70 vergi indirimi nasıl verilirmiş, bu şirket, KDV, gümrük vergisinden ve kurumlar vergisinden nasıl muaf tutulurmuş. Yahu kardeşim, ayıp oluyor ayıp! Yardımseverliğimize gölge düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. Yardımseverlik, milletimizin en büyük hasetlerinden biridir. Hasletlerden ödün verilmez.(!) Hasletlerimiz bizim itibarımızdır. İtibardan tasarruf olmaz, olamaz!