İnsanların bu yanlış tutum ve davranışları karşısında bazı cenaze sahipleri yemek verecek ekonomik durumu kötü olmasına rağmen başkasından borç harç ederek ya da bankadan kredi çekerek yemek verir hale geldi.
Oysa sizlerinde bildiği gibi bu durum gelenek ve göreneklerimize, örfümüze, kültürümüze son derece aykırı ve yanlış bir olaydır.
Uzun lafın kısası özde değil de sözde taziyeye gelen gidene hizmet etmekten, yedirip içirmekten ve ölüm olayının nasıl olduğunu yüzlerce defa anlatmaktan yüreğimizi yakan acımızı doya doya yaşayamıyoruz…
Bu nedenle çektiği acıyla ciğeri yanan, yüreği yanıp kavrulan insanların maddi ve manevi anlamda çöküntüye uğratan bu kötü uygulamadan bir an önce kurtulması lazım.
Dini konularda çok iyi bir bilgi birikimim olmamasına rağmen yapılan bu uygulamaların hem dini hem insani ve hem de vicdani olmadığını söyleyebilirim.
Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığının web sitesinde soru cevap bölümünde “Cenaze sahiplerinin, merasime katılanlara yemek vb. ikramlarda bulunması uygun mudur?” başlıklı soruya verilen yanıt yeterli bir açıklamadır diye düşünüyorum.
“Bir yakınını kaybetmenin üzüntü ve sıkıntısı içinde olan cenaze sahiplerinin, taziye için gelen misafirlere yemek hazırlayıp sunması ilave bir telaş ve sıkıntıya sebep olacağından mekruh görülmüştür (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, III, 148). Bunun yerine komşular veya yakınlarının, cenaze sahiplerine ve gelen misafirlere ikramda bulunmaları sünnettir (Tirmizî, Cenâiz, 21).
Bunun yanında cenaze sahiplerinin mezarlıkta veya evde helva, ekmek gibi şeyler dağıtmalarının dinî bir dayanağı yoktur. Dinî bir gereklilik olarak görmeden yapılmasında bir sakınca olmayacağı söylenebilirse de bu tür uygulamaların kısa süre sonra cenazeyle ilgili bir dinî hüküm olarak algılanması tehlikesi bulunmaktadır. Dolayısıyla bu ikramlar dinî bir zorunluluk olarak yapılırsa, bid’at ve hurafe sayılır.” (https://kurul.diyanet.gov.tr/Konu-Cevap-Ara/232/cenaze-ve-kabir-ile-ilgili-diger-konular)
Bu sorunun çözümü elbette mevcuttur. Bunun çözümü için ilk olarak vali ile belediye başkanları başta olmak üzere il müftülükleri, toplumun tüm kesimine hitap eden her görüş ve inançtaki sivil toplum kuruluşları, cami ve cem evi cemaatleri, dini kanaat önderleri, üniversitelerden akademisyenlerin, siyasi parti temsilcilerinin, basın kuruluşlarının ve halkın katılımıyla yapılacak bir toplantıda ortaklaşa bir karar alınmalıdır.
Alınacak olan bu kararda cenaze sahiplerinin acılarını yaşayamadıkları ve taziyeye gelen misafirleriyle de ilgilenemedikleri, bunun yerine yemek işleriyle uğraşmak zorunda kaldıkları ve bu nedenle de maddi ve manevi büyük zorluklar yaşadığı anlatılmalıdır.
Alınan karar camilerde Cuma vaazlarında, cem evlerinde ise cem törenlerinde başta olmak üzere halka açık olan kapalı veya açık alanlarda, reklam panolarında, medya organlarında sık sık dile getirilerek topluma anlatılmalıdır. Hatta kamu spotu şeklinde videolar hazırlanarak televizyonlarda yayınlanmalıdır.
Yapılacak olan bu çalışmaların ardında birkaç ay içerisinde olumlu gelişmeler olacağına ve toplumun bu konuyu sahiplenerek destek vereceğine inanıyorum.
Sözün özü olarak, illa da cenaze sahipleri vefat eden yakınlarının hatırına bir şeyler yapmak istiyorlarsa yemek verme yerine eğitim, sağlık gibi kurum ve kuruluşlar ile yardım amaçlı kurulmuş olan dernek ve vakıflara ya da ihtiyaç sahibi insanlara yardım yapabilir, hayır işleyebilirler. Dini ve vicdani anlamda da yapılabilecek en güzel hayır işi de bu olacaktır diye düşünüyorum.
CENAZE EVİ Mİ ZİYAFET EVİ Mİ? 2
Ali Haydar Koyun
Yorumlar
Trend Haberler

Malatya’da ücretsiz konser verilecek!

YMS’yi şampiyon yapmıştı, 1.Lig ekibiyle anlaştı!

Bütün ülke Malatyalıyı konuşuyor

İşte YMS’nin son durumu: transfer yasağı bitti mi? Eksi 6 puan ceza geldi mi?

Kayısı kıtlığı başlıyor! Fiyatlar daha da artacak

Malatya'nın en güvensiz mahalleleri belli oldu!