Akçadağ’da bir kez daha sulama suyu sorunu baş gösteriyor. Aslında yeni olmayan ve yıllardır süren bu sorun kronikleşmeye başlarken, daha da tehlikeli boyutlara varmaya başladı.
Akçadağ’da son günlerde birinci gündem maddesi sulama suyu verilememesi. Gerekçe su kanallarının depremde zarar görmesi…
Elbette büyük bir deprem atlattık, elbette yaşanan süreç kolay değil ama bu kadarda vurdumduymaz olunmaz ki!
Çiftçinin bu mevsimlerde ağaçlarına su verdiklerini bilmiyor mu yetkililer? Bu kanallar neden zamanında bakıma alınıp, onarılmadı.
Gezdik, gördük… 16 Temmuz’da su verileceği söyleniyor. Çiftçinin ikinci sulama dönemi geldi geçti ancak ağaçlarına daha bir kez bile su veremediler. Gözlerimizle gördük kanallardaki durumu, nasıl yetişecek inanın merak içindeyiz.
Depremin vurduğu çiftçiyi resmen birde suya muhtaç ettiler. Çiftçinin tarlasında bin bir emekle büyüttüğü ağaçları göz göre göre kurumaya başladı. Sulama kanallarında bir damla su yok…
Sulama suyu bir kenara büyük bir tehlike dava var…
Bakın yarın kanala su verilecek. Üretici dört gözle bu suyu bekliyor. Yıllardır kapalı sulama sistemine geçilemedi. Dolayısıyla kanallarda su kaybı oranı oldukça fazla. Buna neden bir çözüm üretilemedi?
Çiftçi için bıçak kemiğe dayandı artık. İnsanlar arasında huzur kalmayacağı gibi sosyal barışta bozulacak. Suyun kısa sürede verilmesi büyük önem taşıyor.
Su biraz daha gecikirse yaşanacak olumsuz durumun sorumlusu üzerlerine sorumluluk almayanlar olur!
Mazlum Köse