Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Silivri açıklarında meydana gelen depremin ardından toplumda gözlemlenen korku ve kaygı durumlarını değerlendirdi. Deprem sonrası psikolojinin üç aşamada geliştiğini vurgulayan Tarhan, "İlk 15 gün akut stres doğaldır. Dört haftayı aşarsa travma riski doğar, sekiz haftayı geçerse profesyonel yardım gerekir." dedi.
Kaygı Artıyor, Tartışmalar Bilimsel Zeminlerde Yapılmalı
Deprem sonrası yapılan çelişkili açıklamaların halkta güvensizlik yarattığını belirten Prof. Dr. Tarhan, “Deprem tahminleri üzerine yapılan bilimsel tartışmalar ekranlarda değil, uzmanlar arasında kapalı ortamlarda yapılmalı. Resmi kurumlar net ve güven verici açıklamalar yapmalı." ifadelerini kullandı.
Korku Kişiden Kişiye Değişiyor
Deprem korkusunun kişilik yapısına göre değiştiğine dikkat çeken Tarhan, "Bazı kişiler sakin görünse de içsel panik yaşayabilir. Çözüm bulunmazsa bu durum kronik strese dönüşebilir." dedi. Japonya örneğini veren Tarhan, güçlü sistemlerin toplumsal kaygıyı azalttığını belirtti.
Toplumsal Güvensizlik ve Kronik Mutsuzluk Uyarısı
Prof. Dr. Tarhan, toplumda zaten var olan stresin üzerine yeni stres faktörlerinin eklendiğini vurgulayarak, "Kronik mutsuzluk hali tartışmaları, kavgaları ve suç oranlarını artırabilir. Bu noktada liderliğin önemi büyüktür. Gerçeklerin gizlenmesi güven kaybına neden olur." diye konuştu.
İletişim Sistemleri Yetersiz Kaldı
Deprem sonrası iletişim sistemlerinin yetersiz kaldığını hatırlatan Tarhan, "İnternet ve telefon hatları çöktü. Devletin kriz yönetimi konusunda daha hazırlıklı olması gerekir." dedi.
Beyin Egzersizleri ve Kabul Terapisi Önerisi
Tarhan, deprem korkusuyla baş etmek için "Kabul ve Kararlılık Terapisi" (Acceptance Commitment Therapy) önerdi. "Korkuya şefkatle yaklaşılmalı, nefes ve kas gevşeme egzersizleri yapılmalı, olumlu düşüncelerle zihinsel sığınaklar oluşturulmalı." dedi.
Çocuklar ve Gençler İçin Kritik Uyarılar
0-6 yaş arası çocukların deprem anında mutlaka anne-babalarıyla birlikte olması gerektiğini belirten Tarhan, "Bu durum beyinlerinde güven hormonu salgılanmasını sağlar." dedi. 6 yaş üstü çocukların ise duygularını ifade etmelerine izin verilmesi gerektiğini söyledi.
Gençler için de önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. Tarhan, ergenlik döneminin kimlik sorgulamasıyla geçtiğini, ailelerin bu süreçte gençleri dinleyip fikirlerine değer vermesi gerektiğini belirtti: “Sadece akıl vermek yerine, onların görüşünü almak aidiyet duygusunu güçlendirir.”