CHP seçmeni AKP’nin on yedi yıldır girdiği her seçimi kazanması karşısında bir ümitsizliğe kapılarak adeta heyecanını yitirmişti.
Yerel seçimlerde büyükşehirlerdeki başarı, özelliklede İmamoğlu şahsında İstanbul seçiminin iktidarın her türlü müdahalesine rağmen kazanılması, CHP seçmeninde genel seçimlere yönelik umut yaratarak motivasyon sağlamıştı.
Hâl böyle olunca seçmen, kurultay sürecine giren CHP’den, artık parti içi iktidar yarışını bir kenara bırakıp, bu yeni döneme uygun, yeni siyaset tarzına göre dinamik bir örgüt yapısı oluşturup yüzünü halka çevirerek, iktidara doğru bir yürüyüş başlatmasını beklemişti.
Bu konu da gerek Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları, gerekse delege tespiti için örgütlere gönderilen genelge bu umudu beslemişti.
Çünkü yeni sitemde bir oyun bile kıymeti vardı; yüzde elli artı bir alan başkanlığı kazanıyordu.
CHP örgütlerinin de bu beklenti doğrultusunda yeniden yapılandırılacağı düşünülüyordu.
Bu süreçte geçmişteki gibi “Ben ne olacağım?” anlayışıyla değil,“Partinin oyunu bir oy kim artırır?” arayışıyla örgütlerin oluşacağı var sayılıyordu.
Maalesef, Malatya’da hastalık yeniden nüksetti, her şey parti içi iktidar yarışına yönelik olması, halkta oluşan umut ve heyecanı söndürdü.
Bırakın diğer ilçeleri, Malatya’nın merkez ilçelerinden biri olan Yeşilyurt ilçesinde oynan oyunlara bakılırsa, manzara daha iyi anlaşılacaktır.
Önce parti tabanında tanınmayan bir ilçe başkanı buluyorlar, sonra ona kendi adamlarından yönetim oluşturuyorlar, ellerine kendilerini seçecek il delegesi listesini tutuşturuyorlar. Bu listelerle seçim kazanıyorlar. Yani kendilerini seçecek delegeyi kendileri seçiyorlar. Sonra da seçim kazandık diyorlar. Seçtikleri ilçe başkanı partiyi tanıyıp, kendi kadrosunu oluşturup, arkadaş ben kukla değilim, süreci demokratik bir şekilde sürdüreceğim, mahalleye sandık koyup delege seçimi yapacağım dediğinde; istifaya zorlanıyor, istifa etmese de yönetim kurulu istifa ettirilerek ilçe başkanı düşürülüyor. Kaç dönemdir Yeşilyurt ve Battalgazi’de yönetim ayar tutmuyor.
Bu defada yine böyle bir süreçten geçerek ilçe başkanı olan Av. Ahmet Pektaş, bu dönem delegelerin, parti tüzüğü ve genelgeler doğrultusunda seçilmesini sağlayacağım, dediği için taktik değiştiriyorlar. İlçe Başkanından askere gideceğim diyerek dilekçe alıp, yönetim kurulundaki Hüseyin Mete’ye yetki devrediyorlar. Parti tarafından gönderilen kongre süreci ile ilgili genelgenin g’sini dahi uygulamadan, Hüseyin Mete’yi seçecek delegeleri yazıyorlar. Hatta seçimi garantiye almak için yazılan delegelerden bazı isimler sonradan silinerek, yerine sadakatinden şüphe duymayacakları isimleri delege yazıyorlar. Delege yazım işi bittikten sonra İlçe Başkanı Av. Ahmet Pektaş’a yetkisini iade ediyorlar.
Ve sonra bildiğiniz gibi seçim zaferlerini kutluyorlar…
Bakın ne kadar demokratik, ne kadar usulüne uygun bir seçim(!)
Ne kadar fedakârca, ben ne olacağım kaygısı taşımadan yürütülen bir kongre süreci(!)
Hak, Hukuk, Adalet, Demokrasi, Liyakat;
Vazgeçilmezleriniz değil mi?
Kendi içinde hakkı, hukuku, adaleti sağlayamayana, demokrasiyi işletemeyene, kadro oluşturmada liyakate önem vermeyene kim inanır?..
Siyaset inanç ve güven işi!
O güveni programınızla ve kadrolarınızla yaratıp, eylemlerinizle topluma vermek zorundasınız. Eğer amacınız ülkede ve yerelde iktidar olmaksa tabi...
Eğer gerçekten dediğiniz gibi, bu ülkenin ve bu ülkenin çocuklarının geleceği için biraz kaygınız varsa, önünüzde bir şans daha var, ilçe kongreleri şöyle veya böyle tamamlandı. İl kongresi süreci başladı, hiç değilse bu süreci iyi değerlendirin.
Zararın neresinden dönülürse kâr!
Eğer varmak istediğiniz yer kişisel ikbal değil de ülkenin geleceği ise!
CHP’nin Malatya’daki toplumsal tabanı genişletecek, tıkanmış siyaset kanallarını açacak, bir değişim ve umut yaratacak il yönetimi oluşturmak için zamanınız var.
Bu zamanı iyi değerlendirin.
Çünkü önümüzdeki süreçte arttırılacak bir oyun bile kıymeti var!