Genç dostlarımız " Hocam hep ileri yaşlardakiler ve yetişkinler için yaziyorsunuz. Biz gençler için de, aşk ve sevgi üzerine insanları aydınlatacak bir yazı yazabilir misiniz" diye soruyorlar.
Denemeye çalışalım.
Aşk ve sevgi üzerine yazı yazmak; güncelliği hiç eksilmeyen, halk deyimiyle, yediden yetmişe herkesi yakından ilgilendiren çok önemli bir konudur. Üstelik bu konu, ırklardan, dinlerden, ideolojilerden ve siyasi rejimlerden bağımsız olarak, her ırkı, her toplumu, kadın-erkek, siyah-beyaz, evli bekar...herkesi ilgilendirir. Çünkü evrenseldir.Neslin devamı için insanın, hatta tüm canlıların genetik yapısına çivilenmiştir.
İsterseniz Antik Çağ Grek( Yunan) filozofu Platon- Eflatun'la( M.Ö.427 347) başlayalım.
Eflatun diyor ki, biriyle genç, güzel ya da yakışıklı iken tanışmak ve ona aşık olmak ne anlama gelir? Üstelik bu aşk duygusu kalıcı mı, yoksa bir gün biter mi? Peki aşkı sevgiye dönüştürüp kalıcılaştırmak olası mı?
Yine Eflatun'a göre, insan fiziksel beden ve ruh olmak üzere iki varlıktan oluşur. Hatta insanlar, kendi bedenlerine hapsolmuş ruhlardan ibarettir.
Eğer karşı cinsin sadece fiziksel bedenine aşıksanız bu aşk kalıcı olamaz. Fiziksel beden zamanla yaşlanır ve giderek çekiciliğini kaybeder.Zaten insanlar yaşlandıkça biyolojik yasalar da biyolojik aşklara izin vermez.
Tersine, eğer karşı cinsin fiziksel bedeni yerine onun ruhuna,( isterseniz siz bunu kişiliğine- karakterine diye anlayın) aşıksanız, kalıcı aşkı, daha doğrusu tükenmez sevgiyi yakaladınız demektir. Eğer sizin ya da sevdiğinizin karakterinde bir değişme veb bozulma olmasa sevgi ve saygı kalıcılaşlır. Mutluluk devam eder.
Fiziksel aşklarda final amaç cinselliktir. Halbuki ruhsal ve derinlikli aşklarda cinsellik bir amaç değil sadece araçtır. Çünkü kişi karşı cinsin bedenine değil, ruhuna, kişiliğine, yani karakterine aşık olmuştur. Ancak kalıcı sevgi için karakter ya da kişiliğe aşık olmalı ve bu aşk mutlaka iki taraflı olmalıdır.Aksi halde evlilik bağı yürümez.
Bu arada ayrı bir parantez açalım. Bir tümcemiz de Tanrı aşkı ya da ilahi aşkla ilgili olsun. Tanrı ölümsüz ve Tanrısal karekter mükemmel, değişmez ve kalıcı olduğu için Tanrı aşkının da kalıcı olduğuna inanılır.
Aşk, sevgi ve evlilik konusunda önemli ve çağdaş bir düşünür de ünlü Fransız sosyolog Pierre Bourdieu' ( M.S. 1930- 2002)dur. Bu düşünüre göre düzgün bir bir beraberlik ve daha kalıcı ve uzun erimli bir sevgi için partnerlerin şu dört konuda uyum içinde olmaları gerekir.
1- Fiziksel Sermaye (capital phisique).
Fiziksel sermaye, kadın ya da erkek, kişinin biyolojik alımlılığı, yani güzelliği ve çekiciliğidir. İnsanlar bibirini fiziksel olarak beğenebilmelidir.
2- Ekonomik Sermaye ( capital economique).
Birlikte yaşamak isteyenlerin ekonomik varlıkları ve mesleki getiri ya da kazançları ortaklaşa aile yaşamı için yeterli ve bu konuda eşlerin karşılıklı fikir birliği içinde olmalarını gerektirir.
3- Kültür Sermayesi ( capital culturelle).
Kültür sermayesi hem insanların din, inanç, töre... gibi geleneksel alışkanlıklarını, hem dünyayı ve insani değerleri algılama ve pratiğe aktarma davranışlarını( yaşam paradigmasını) ve hem de, başta aldıkları eğitim olmak üzere, kültürel donanım ve birikimlerini ifade eder. Kültürel sermayeleri uyumsuz olanların birliktelikleri biraz zor yürür.
4- Sosyal Sermaya ( capital sociale).
Bourdieu'ya göre, kişinin sosyal sermayesi kişinin karakter yapısıdır. Onun eşi, ailesi, çalışma arkadaşları yani toplumsal çevresi ile iletişime geçerken sergilediği davranış biçimleri ve kişilik özellikleridir, karekteridir. Güvenirlik, özgecilik, dürüstlük, centilmenlik, mertlik, iyilikseverlik...ya da tersine; güvenilmezlik, bencillik, yalancılık, nobranlık, umursamazlık...ve benzerleri...
Rahmetli, ünlü halk şairimiz Aşık veysele " Aşk nedir?" diye sorulunca O' da " Seversin kavuşamazsın o zaman aşk olur." demişti. Günümüzde uzaktan sevilen ve kavuşulamayan sevdalara da platonik aşk deniliyor. Fiziken Tanrıya ulaşabilmek mümkün olmadığına göre, ilahi aşkı da platonik saymak gerekir.
Kıssadan hisse:
Biyolojik, fiziksel, bedensel aşkları doyumlu ve geçici; buna karşın, karşılıklı olmak koşuluyla, ruhlara ya da karakterlere olan aşklar ise sevgiye dönüşüp kalıcı olabilir. Ancak insan insana ilişkilerde, hiç bir konuda hazır fomül ya da reçete yoktur. Bilgiye, emeğe, özveriye, sabıra ve anlayışa gerek vardır. Bu nedenle aşkın ya da sevginin hazır fömülü ve reçetesi olamaz. Zaman insanları, paradigmaları, formülleri ve reçeteleri değistirebilir.
Aşklarınızı ve beraberliklerinizi uzun erimli ve kalıcı bir sevgiye dönüştürebilmeniz dileğiyle.