Malatya kışa hasret kaldı desek yeridir. Ocak ayının bu günlerinde kar altında olmamız gerekirken, parçalı bulutlu bir gökyüzü ve mevsim normallerinin üstünde seyreden sıcaklıklarla karşı karşıyayız. Artık sormadan edemiyoruz: “Nerede o eski kışlar?”

Küresel iklim değişikliğinin etkileri Malatya’da da kendini göstermeye başladı. Eskiden bu mevsimde kar yağışıyla beyaza bürünen sokaklar, şimdi yalnızca don ve pusla yetinmek zorunda. Geceleri ve sabah erken saatlerde buzlanmaya dikkat etmek gerekse de, bu “buzlanma” bile artık kışın sertliğini hissettiremiyor.

Kış, Sıcağa Teslim mi?

Sıcaklıkların 2 ila 4 derece yukarıda olması, birçoğumuz için “oh, çok soğuk olmuyor” diye sevineceğimiz bir durum gibi görünebilir. Ama bu fark, aslında doğal döngülerde bir alarm zili. Çünkü kışın karakterini kaybetmesi, hem tarımı hem de su kaynaklarımızı tehdit ediyor. Malatya gibi tarımın kalbinin attığı bir şehirde, yağış eksikliği yalnızca kış keyfini değil, yazın soframıza gelen ürünleri de etkiler.

Rüzgarlar Bizi Uyandırıyor

Bir de şu rüzgarlar var! Kuzeyden gelen, bazen yumuşak, bazen kuvvetli esen o rüzgarlar... Şapka taksan uçurur, atkıya sarılsan savurur. Ama bu rüzgarlar bile sanki bize bir şeyler söylüyor gibi: "Uyan, değişen dünyaya ayak uydur!"

Bu yıl Malatya’da kar yağışına hasret kalmak, aslında küresel bir gerçekliğin küçük bir yansıması. İklim değişikliği artık bir tartışma konusu değil, yaşanan bir gerçek. Havanın düzensizliği, yazın aniden bastıran kuraklıklar, kışın geciken kar yağışları bize bir şey anlatmaya çalışıyor: “Doğaya iyi bakmazsan, ben de kendime göre davranırım!”

Şimdi Ne Yapmalı?

Bu değişimi durdurmak elimizde olmayabilir, ama etkilerini azaltmak hâlâ mümkün. Enerji tasarrufu yapmak, su kaynaklarını korumak ve geri dönüşümü hayatımıza entegre etmek, bireysel olarak atabileceğimiz küçük ama önemli adımlar. Ve belki de en önemlisi, bu konuda daha bilinçli bireyler olarak hareket etmek.

Sevgili Malatyalılar, bu kış size soğuk ve kar getiremiyor olabilir. Ama bu, Malatya’nın güzel doğasına sahip çıkma sorumluluğumuzu unutturmasın. Belki de bir gün yeniden, o beyaz örtüyü dört gözle beklediğimiz günlere dönebiliriz.

 

Daha temiz bir dünya için hepimizin bir şeyler yapması gerekiyor, değil mi?