Tahir idi elli dörtte Arguvan oldu.

Heyelanlar ile umutlarımız soldu.

Kırk altı pare köyde insana ne oldu?

O da anlayana ders olsun be Arguvanlım

Hizmetleri bekleyip durur gözlerimiz.

Kötülüğe, muhalefettir sözlerimiz.

Barıştır, onurdur bizim mücadelemiz.

O da anlayana ders olsun be Arguvanlım.

Sevdalarımıza sözdür, kırmızı güller;

Ahlarla, amanlar ile yoğrulur diller;

Susarak da söylenebilir güzel şeyler.

O da anlayana ders olsun be Arguvanlım.

Yazgılarıydı gurbet ellerine gitmek,

Acımızı türkülerimizle söylemek,

Gökteki piyade yıldızlar gibi sevmek.

O da anlayana ders olsun be Arguvanlım.

                                                                    

Sevdik de iğde çiçeklerine sarıldık,

Saçını yana taramış diye darıldık.

Renklerini bırakıp insana karıldık.

O da anlayana ders olsun be Arguvanlım.

Armut ağaçlarına yaslanıp da durduk.

Türkülerimize dem, aşklara gem vurduk.

Ehli için ehlince, ehillere sorduk

O da anlayana ders olsun be Arguvanlım.

Gâh camlardan seyrederdik nazlı can yarı,

Gâhi de yatakta soyardık çürük narı,

Tozlu yollarıyla bilirdik Arguvan’ı.

O da anlayana ders olsun be Arguvanlım.

Arguvanlının dilindedir özü, paktır;

İnsanlığa hizmet eder, alnı apaktır;

Pirimiz İmam Ali, inandığı haktır,

O da anlayana ders olsun be Arguvanlım.

Hakkı Ayas’ım can Arguvan sevdamdır;

Türküleriyle, balık da tatlı belamdır;

İnsanlıkla özgürlükler benim davamdır.

O da anlayana ders olsun be Arguvanlım.