Yöneticiye soruyorsun,

Hemen diyor ki:

“Bu da soru mu?

Tabi ki amaç halka hizmet.

Başka ne olabilir ki?”

Acaba...

Halkı dinliyorsun.

“Söylenene değil yapılana bakarım.” Diyor.

Dilin kemiği yok! Tabi.

Yapılana bakıyorsun.

Yaşanan bir olaya bakıyorsun!

Bir vatandaş ev yapıyor,

Kendi arsasına.

Yolu yok tabi.

Belediye hiç ruhsat vermiyor.

Ne oturum ne su ne elektrik...

Her şeyi kaçak yapar tabi.

Başkana gider.

“Başkan bana yol.”

Başkan:

“Arsanda yol payı verirsen olur.”

Bu ara borçlanır tabi.

Çaresiz ve bitik adam.

Evi satar.

Ev sorunlu borçtan, ruhsattan.

Alan, satmak için

çaresiz verir;

yol karşılığı, parasız.

Kağıt üzerinde işlem tamam.

Yol açılır, yine kağıt üstünde.

Ev satılır; yasal işlemler tamam.

Ama;

Bir komşu vermez.

Mahkemeleşirler.

Seçim olur.

O başkan gider(CHP). Yenisi gelir(AKP).

Devlette devamlılık esastır.

Esas devam ettirilir.

Komşu mahkemeyi kazanır. Yol vermez.

Yol iptal.

Döndük başa.

Ali gitti, Veli geldi.

Alan mağdur. Evin yolu gitti.

Başkana gider.

Sorunu anlatır.

“Dilekçe yaz der.Hallederiz.”

Veli yazar dilekçeleri.

Bir, iki, üç...

İmar, plan, askı süreci...

Bekle babam bekle.

Devlette devamlılık esastır!

Vatandaşta KISAS!

Önce;

“Sen vermemişsin ki sana satan vermiş. Olmaz.” dediler.

“Ama başkan hukukta halef denen bir şey var.”

“Olsun yine de parasız olmaz.”

Veli ısrarlı.

Başkan ve heyet kararlı.

“Dilekçe yaz.”

Yazılır.

Cevap; iki ay sonra elden alınır.

Son dilekçeyi ilgiliye verirler.

Fen işleri,

“Bunu al altını bir şekilde doldur ver.” der.

Yani kitabına uydur.

İmar Kanunu Madde 35.

Şuyulandırma, hallederiz falan.

İlgili eski Yargıtay kararları ile tabi.

Bir de Anayasa’dan atıfla doldurur.

Cevap iki ay sonra yine elden alınır.

Sonuç...

Cevap net:

Parasız olmaz,

Para vereceksin.

Yol karşılığı bedava al.

Yol verme, tekrar parayla sat.

Ah be para, ah!

Kime?

Belediyeye.

Ama başkan bunu yol karşılığı bedelsiz aldınız.

“Olsun,

sana öyle verirsek senin gibi çok kişi var onlara da vermemiz lazım.

Senin ki emsal olur.”

“Yahu, haklarıysa veriniz.”

“Yok, olmaz.

O vermiş biz vermeyiz.

Para vereceksin.”

Ama başkan kanun diyor ki;

“..Belediyeye yol karşılığı Bedelsiz terk edilen alanlar belirtilen yasal süre içinde yapılmaz (ki bu süre beş yıldır) ve amacı dışında kullanılır ise (siz konut alanı yapmışsınız) parsel sahibine tekrar bedelsiz olarak verilir.”

“Hangi yasa diyor?”

“Anayasa, yargıtay diyor.

Anayasa da bunu onaylıyor.”

“Nasıl yani?”

Hani atıf yaptığınız..

Altını eski kararlar ile doldurduğunuz

ve

Örnek kararlar dediğiniz, 5. Hukuk dairesi var ya, işte o daire.

Bak ne diyor:

  1. Yargıtay 5. Hukuk dairesi 2017/ 7051 E. 2018/ 14073 karar sayılı 5- 07-2018 kararı ile yaptığı içtihat değişikliği ile verilen emsal karar.
  2. Ve 18 Temuz 2019 tarihli 30835 sayılı Devletin resmi gazetesinde de yayımlanan kararı.
  3. 29 mayıs 2019 tarih ve 2016/ 3592 başvuru numaralı Anayasa mahkemesi kararları ile.

Daha çok emsal karar var ama bu üçü yeter galiba.

Bir hukukçunuza sorun.

Hukuk mu?

O bilmez.

Siyaset bilir.

Zahmet edip bir sorsanız.

Yok.

O bilmez ben bilirim.

Ama bu adamın malına, özel mülküne el koymadır.

Bakın yol olmadığı için doğal gaz bile bağlanmıyor. Verilmiyor.

İnsana hizmet bu mu?

Bu gasptır.

Yaşama müdahaledir.

Gerçekten amaç ne?

Zamanla öğreneceğiz tabi.

Yaşayarak tabi...