Önce genel seçim oldu.

Birinci turda milletvekilliğinde AKP birinci parti.

CHP İkinci oldu.

Yani yine muhalefet.

İkinci tur Cumhurbaşkanlığı idi.

Vaatler boldu.

Say, say bitmez..

AKP  yine birinci oldu.

Cumhurbaşkanı değişmedi.

Her seçim bir güven oyudur.

İster yerel, ister genel.

Araya on ay girdi.

Genel seçim havasında bir  yerel seçim oldu.

Verilen sözler tutulmadı tabi.

Umutlar söndü.

Hemde öyle böyle değil.

Benzinle ateşi söndürmeye çalıştılar.

Ama nafile.

Tam tersi. Ateş büyüdü.

Halk güven oyunu geri çekti. Muhalefete oy verdi onu birinci parti yaptı.

Hani “rüyasında görse inanmaz “.

Derler ya.

Öyle.

Normal demokratik ülkelerde bu seçimlerin yenilenmesi için basit bir nedendir.

İktidar partisi güven oyu alamadığı için karar alır “erken seçime gidiyoruz.” der.

Muhalefet te bu karara uyar ve seçimler yenilenir.

Bu olmazsa.

Seçimlerde birinci çıkan parti erken seçim çağrısı yapar.

Halkın verdiği güveni iktidara taşır. Halkta, sistemde rahatlar.

Yeni hedefler, yeni umutlar, yeni vaatlerle yeni bir başlangıç yapılır.

Ama öyle değil.

Ne iktidar, ne muhalefet rahatlarını bozma niyetinde değil.

Eh nasıl olsa her iki tarafın yönetenlerinin sistemle bir sorunları yok.

Keyifler yerinde.

Hadi iktidarı anlamak normal.

Ya muhalefet.

Adam diyorki.

Erken seçimden kaçmam.

Halk isterse ben varım. Hazırım.

Halk mı öncü, lider mi, partimi anlayamadım.

Halk ekonomik sistemin altında inim inim inlemekte.

Her gün her evde, her mahallede ekonomik terör esmekte.

Halk daha nasıl desin.

Yerel seçimde hiç ummadığın yerlerde sana oy vermiş, iktidara hayır demiş.

Seni birinci parti yapmış.

 İktidara taşımış.

Ve demiş ki.

Yereli aldım.

Ben artık bu yükü taşıyamam, taşıyamıyorum.

Ve geneli, iktidarı  istiyorum.

Yok eğer;

Sen demezsen.

Ben bir şekilde bunu derim.

İktidara güvenim yok.

Kalmadı!

Ama sanada devam eder sanma.

Zira benim dayanacak ne gücüm ne takatim var!.

Ha biz; normal demokratik ülkerde demiştik.

Ama doğru; burada normal olan bir şey yok.

İktidar da, muhalefette anormal.

Biri yırtıyor.

Diğeri yamalıyor.

Altta kalanın canı çıkıyor.

Kimin umurunda..

İşçi, emekli,

Kimin umurunda..

İşsizlik, açlık falan.

Nasıl olsa dilin kemiği yok.

Sala gitsin.

Nasıl olsa kervan gidiyor.

Hani;

Geline; “Kalk oyna” demişler.

Yerim dar demiş.

Yeri genişletmişler eteğim dar demiş.

Bizim muhalefetin ki de bu hesap.

Soru?

Siyasi partilerin görevleri nedir.?

Ne işe yararlar?