“Bismillah” dedi.
İndi.
Üst baş toz toprak.
Dört pulluk, çift çekerJohn Deere (Amerikan) traktör.
Kredidenipotekli.
Rengi de yeşil.
Türbe yeşili, gönlüne göre.
Nazar boncuklu.
“Maşallah” yazdırmıştı kabinin en üstüne.
Onun üstüne; “Babadan miras, mülk Allah’ındır.” notu.
Tarla; ipotekli, traktörden.
Abdestini aldı.
Namaza durdu.
Bismillah, Amin İnşallah dedi; içinden.
Neye niyet ettiyse.
“Avrat ; sofra hazır mı?”
“Hazır.”
Yer sofrası.
Bağdaşı kurdu, sakalı sıvazladı.
Telefonu(Samsung)çıkardı kenara attı.
Kumandayı aldı.
Tuşa bastı.
LG televizyon, geniş ekran.
Renk harika, görüntü net,
Gavur işi ya yinede neyse...
“Yapandan Allah razı olsun.” dedi
Haberler kötü.
İsrail Gazze’yi vuruyordu.
Çoluk, çocuk, kan göz yaşı kıyamet.
İstanbul, Ankara, Adana, Diyarbakır, üniter devlet sathı.
Meydanı muhaberat.
“Mehmetçik Gazze’ye!”
Cihat Allah’ım Cihat!
Eller havada, dualar semada.
Ya Allah Bismillah, Allahuekber.
Bir küfür, bir haykırışta o etti.
“Mehdi gelecek, mehdi!” dedi.
“Kurtaracak!”
Avrat dokundu.
“Ha Süpanallah, Bismillah”.
Kendine geldi, sakinleşti.
Ha ne lazımdı?
Listeyi aldı.
Ford (Amerikan)Connect’e atladı
Markete vardı.
Heyecan o biçim. Dorukta.
Şeker dedi. Attı sepete.
Çay dedi, attı.
Yerli malı maşallah.
Sabun dedi durdu.
İsrail malı.
Olmaz dediysede...
Şampuan dedi hanıma,
Dove, Clear, Elidor, dur, dur, dur..
Gitti geldi.
Durdu.
Hanım ısrarla demişti.
“Deterjan aman ha unutma.”
Persil,Omo, Ariel, Alo..
Makarna, yağ, sucuk, salam, sosis.
Pepsi, Cola, Fruko..
İpana, Colgate,Signal.
Vernel, Yumoş, Calgon.
Kaldı iki paçalı don.
O rafa baktı Amerikan,
Bu rafa baktı; İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, Kanada...
“Memlekette yabancı asker postalı istemiyoruz.” haberi geldi aklına.
Teskere;
Mecliste sessiz ve derinden geçti.
Memleket gitmiş elden.
“Ezan susmaz!”, “Bayrak inmez!”.
“Bunada şükür.” dedi.
Ya AllahBismillah, Allahuekber..
Kafa bir gitti, bir geldi.
Bir sepete baktı.
Bir listeye.
Çocuklar dedi...
Bir avradı düşündü,
Bir İsrail’i, bir Gazze’yi.
Hastaneyi; kan, göz yaşı, intikam.
Bir daha.
“Çocuklar...” dedi, “Avrat...” dedi.
“Hayat...” dedi.
Önümüz kış.
Traktöre mazot, tarlaya tohum, gübre...
Dua, dua üstüne.
Namaz, niyaz.
Cennet, Cehenem.
Çaresiz.
Kafa karıştı.
Kafada kaos, kafada terör.
“Allah’ım sen affet,delirdim mi ne.
Ah şu midede olmasaydı ya!”dedi.
“One Minute!” geldi aklına.
BOP geldi!
Mavi Marmara.
“Giderken bana mıdanıştınız?” sözü.
Sonra...
Ne yazdıysa avrat,
Aldı attı sepete.
Bir ikide fazla indirimden.
Bir ₺ kasaya,
Bir cent Amerika’ya, Avrupa’ya, İsrail’e...
Vergi niyetine.
Dolaylı olanından.
Eh ne yapsın, eli mahkum(!)
Lakin.
Fare dağa küsmüş, dağın haberi yok.
İnsanımızdaki muhabbet,
Bağır ha bağır.
Dilin kemiği, sözün sahibi yok nasılsa!