Gelişen teknoloji, hayatımıza birçok kolaylık ve yenilik getirirken, eğitim sistemimiz üzerinde de derin etkiler bırakıyor. Dijital devrim, öğrencilerin bilgiye erişimini artırabilirken, aynı zamanda eğitimde önemli sorunlara da neden oluyor. Teknolojinin eğitime verdiği zararları düşündüğümüzde, karşımıza çıkan tablo korkutucu bir şekilde bozulmuş.

Birincisi, teknolojinin eğitimde kullanımıyla birlikte gelen dikkat dağınıklığıdır. Öğrenciler, sınıflarda akıllı telefonlar, tabletler ve dizüstü bilgisayarlar gibi cihazlarla sürekli olarak meşgul olabilirler. Bu durum, öğrencilerin derslere odaklanmasını zorlaştırarak öğrenme verimliliğini düşürebilir. Dijital dünyanın getirdiği hızlı bilgi akışı, derinlemesine öğrenme yerine yüzeysel bilgi tüketimine yol açabilir.

İkinci olarak, teknolojinin eğitimdeki rolü, öğrenciler arasındaki eşitsizlikleri derinleştirebilir. Dijital altyapıya erişimi olmayan öğrenciler, online kaynaklardan yeterince faydalanamazlar ve bu da bilgi uçurumlarını artırabilir. Eğitimde teknoloji kullanımının adil bir şekilde sağlanması, her öğrencinin eşit şartlarda öğrenmesini sağlama konusunda ciddi zorluklar içerir.

Üçüncüsü, teknolojinin eğitimdeki rolü, öğrenciler arasındaki sosyal etkileşimi azaltabilir. Sanal sınıflar ve uzaktan eğitim, öğrencilerin birbirleriyle etkileşim kurma şansını kısıtlayabilir, bu da sosyal becerilerin ve işbirliği yeteneklerinin azalmasına neden olabilir. Öğrencilerin sadece ekranlar aracılığıyla iletişim kurmaları, insan ilişkilerini zayıflatabilir ve empati gelişimini olumsuz yönde etkiliyor.

Teknolojinin eğitime getirdiği zararlar göz ardı edilemeyeceğinin altını çizerek çocuklarımızı bu gizli tehlikeden korumamamız gerekir.